MENÜ

Bilic gidiyor, ruhu kalıyor!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Eğer Türkiye, Euro 2012 Play-Off turunda Hırvatistan’la eşleşmeseydi, ben bu yazıyı hiç yazmamış olacaktım. 2011’de Haber Müdürümüz Mehmet Demircan, Hırvat meslektaşımız Zdravko Reic’le bağlantıya geçmiş ve ben de soluğu röportaj için onun memleketi Split’te almıştım. Karşımda açık sözlü, futbolu seven ama bunu hayatının odak noktası haline getirmemiş, 4 dil bilen, hukuk mezunu bir adam vardı. Split’te uzun uzun konuştuk. Rövanş için İstanbul’a geldiklerinde de bana, “İstanbul harika bir şehir, burada uzun yıllar kalmak isterim” demişti. Ülkesini o turnuvada finallere taşıdı ve ardından görevinden ayrıldı. Sonra da hepimizi şaşırtıp, Lokomotiv Moskova’nın başına geçti. Burada istediği ortamı bulamadı ve ayrıldı.

‘Olimpiyat çok zor!’

Tam dinlenme kararı almıştı ki, Beşiktaş kapıyı çaldı. İmzayı attıktan 1 gün sonra yani 29 Haziran 2013’te, soluğu kaldığı otelde aldım. Bana, “Beşiktaş beni ciddi anlamda istedi. Sonuncusunda başkan dahil olmak üzere, iki kez Split’e geldiler ve kabul ettim” dedi. Ona, zor bir taşın altına elini koyduğunu söyledim. Sonuçta, ezeli rakipleri gibi stadı olmayan, yıldızları olmayan ve maddi imkanları olmayan bir takıma gelmişti. İlk olarak ‘Stat’ dedim. “Orada sıkıntı yok. Sezonun bir yarısında Fenerbahçe’nin, diğer yarısında Galatasaray’ın stadında oynayacağız. Olimpiyat çok zor!” cevabını vermişti. Belli ki yönetim, Bilic’e böyle bir vaatte bulunmuştu! 2013 Haziran’dan, 2015’in Mayıs ayına geldik...

En üzüldüğü iki şey


Bilic, ‘Yuvaya ruh katmaya geldik’ dediği ve daha sonra, “İnşallah biter” diye beklediği Vodafone Arena’yı ya reklam çekimlerinde ya da oradaki bir organizasyonda görme şansı buldu. İlk döneminin büyük çoğunluğunu Olimpiyat’ta, bu sezonu da İstanbul’da, Konya’da ve genelde Ankara’da tamamladı! Bunlar sadece birkaç sıkıntısından biriydi... Açıkçası en çok üzüldüğü iki şeyin; yeni stada hoca olarak çıkamamak, diğerinin de bu sezon kaçan şampiyonluk olduğunu düşünüyorum. Para onun için hep ikinci planda kaldı. 4.5 ay para alamadıkları dönemde, “Para sıkıntısı her yerde var. Geç de olsa ödeniyor. Beşiktaş şampiyon olsun, bu sorun değil” demişti.

Büyük gücünü kaybetti

Liverpool ve Arsenal maçlarında bulutların üzerine çıkarılan Bilic, şampiyon olunamaması halinde yönetimin arkasında durmayacağını biliyordu. Öyle de oldu. Beşiktaş’ın, gerçek anlamda yedek kulübesindeki önemli bir gücünü kaybettiğini söyleyebiliriz. Bilic ise Türkiye’de kariyerini belli bir seviyeye çıkartıp, belki başka bir yerde kolay kolay yaşamayacağı birçok tecrübeyi edinerek veda ediyor. Bana, “Şu an sadece dinlenmek istiyorum” dese de, artık İngiltere de olur, İspanya da, Almanya da... Ancak emin olduğum bir şey var ki, büyük takımlarımızda bir hoca arayışı başladığında, hemen deftere ilk yazılan isim olan Mircea Lucescu’nun yanına, artık Slaven Bilic’in de yazılacağı...

YORUM YAZ