MENÜ

Puşkaş bile kurtaramaz!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe, 8 Nisan 2008’de Stamford Bridge’te noktaladığı unutulmaz Şampiyonlar Ligi macerasının bir yenisine dün akşam Saracoğlu’nda başladı. MTK’nın, Şükrü Saracoğlu’na çıkarken en büyük avantajı; modern futbol anlayışının gerisinde kalmış bir ekolün ‘çağ dışı’ temsilcisi olmasıydı. Böyle takımlar kendi yetersizlikleri yüzünden, teknik beceri ve kolektif futbol oynamaya çalışan rakiplerini bozarlar. Nitekim Macarlar, Roberto Carlos’un golüne kadar bu avantajlarını kullandılar. Ondan sonra karşılaşma aradaki klas farkı yüzünden, Fenerbahçe için rakip yarı sahada oynanan bir halı saha maçına dönüştü.
Daha önce Fenerbahçe’yi iki kez Avrupa’da elemiş olmasının, MTK’ya psikolojik bir üstünlük sağladığını sanmıyorum. Ama ilk 7 dakika içerisinde kaleye gönderdikleri 3 saçma sapan şut denemesi, rakibin modern futbol anlayışının, ne kadar gerisinde kaldığını gözler önüne seriyordu. İlk resmi sınavı merakla beklenen Aragones’in Fenerbahçesi, belki de biraz rakibin zaafını düşünerek ofansif ağırlıklı 4-1-3-2 dizilişi ile sahaya yayıldı. Ancak bu taktik anlayış, ciddi rakipler karşısında, risk seviyesi yüksek maçlarda orta alanın göbeğinde sıkıntı yaşatabilir. Ama Emre, istikrarını korursa bu noktada problemi ortadan kaldırır. Yeni transfer Güiza her hareketi ile tam bir takım oyuncusu olduğunu gösterdi. Dün gece eksik olan tek tarafı, gol hünerini sergileyememesiydi. Onu da yakın gelecekte sahneye koyacaktır. Sahanın yıldızı müthiş driplingleri ile buldozer gibi rakibi ezen Kazım’dı.
Rakip her ne kadar acemiler mangası kıvamında olsa da, bu skor tur maçları için idealdir. Futbolda erken konuşmak olmaz. İşimiz falcılıkta değil, ama Fenerbahçe şimdiden yarınki kura çekiminde belli olacak 3.Tur rakibine konsantre olmalı. Biraz iddialı olacak ancak Budapeşte’deki rövanşta Macarlar’ın efsane solağı Puşkaş, mezarından kalkıp gelse MTK’yı kurtaramaz.

YORUM YAZ