MENÜ

Hesap vakti geldi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Avrupa’nın önemli kış spor merkezlerinden olan Erzurum’un ev sahipliği yaptığı 13. Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali (EYOF 2017) acısıyla tatlısıyla sona erdi. 11-18 Şubat tarihlerinde gerçekleşen organizasyonda 34 ülkeden 700’e yakın sporcu mücadele verdi. 14-18 yaş aralığındaki sporcular, beş gün süren müsabakalarda; Alp disiplini, snowboard, kayaklı koşu, biatlon, kayakla atlama, artistik patinaj, sürat pateni, curling ve buz hokeyi branşlarında kıyasıya yarıştı.

Artık Türkiye’nin büyük organizasyonlara ev sahipliğini hakkıyla yapan ülkeler arasında ilk sıralarda olduğunu görmek büyük bir onur... Bunun en büyük nedenlerinden biri, sporun içinden gelen Sayın Cumhurbaşkanımız’ın önderliğinde, Gençlik ve Spor Bakanlığımız’ın çalışmalarıyla gerçekleşen tesisleşme hamlesi. Bu kadar yatırımın yapıldığı ülkemiz artık organizasyonlarda da dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almaya başladı. Kaldı ki, eskiden organizasyona ev sahipliği yapmak için uzun soluklu kulisler yapılırken, şimdilerde organizasyonları biz seçer olduk. Trabzon’daki EYOF 2011, Mersin’deki 2013 Akdeniz Oyunları gibi dev organizasyonlardan hep yüzümüzün akıyla çıktık.

İlk madalyalar göğsümüzü kabarttı

Şöyle geçmişe doğru dönecek olursak; EYOF 2011 Trabzon’a... Bu organizasyonda Türkiye, 2 altın ve 7 bronz madalya kazanmış, madalya sıralamasında 20. sırada yer almıştı. Trabzon’daki oyunlar ülkemizin olimpiyat niteliğinde düzenlediği ilk büyük organizasyon olurken, 49 ülkeden 3 bin 300 sporcu mücadele etmişti. Ayrıca Türkiye, bu organizasyona 140 sporcu ile katılarak, en çok sporcu ile katılan ülke olmuştu. Bugün yine mutluyuz, çünkü Türkiye’nin ilk kez ev sahipliği yaptığı Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali’nde de Türk sporcular tarihi başarılara imza attı.

1991 yılından bu yana yapılan EYOF’un kış organizasyonunda madalyası bulunmayan Türkiye, sürat pateni 1000 metre yarışlarında Hazar Karagöl; Mihriban Polat, Kader Macit, Zeynep Öztemir ve Hilal Nevruz’dan oluşan curling bayan milli takımıyla gümüş madalya kazandı. Aydan Karakulak ise snowboard paralel büyük slalomda bronz madalya elde ederek Türkiye’nin ilk madalyalarını kazandıran isimler oldu.

Tarihi başarılara gölge düşürdüler

Tabii bu kadar tarihi başarılar elde edilen organizasyondaki bazı olaylar can sıkıcı boyutta. Yazımın başında belirtmiştim, Erzurum’daki oyunlar acısıyla tatlısıyla sona erdi diye. Bu kadar heyecan verici ve ilklerin yaşandığı, herkesin mutlu ayrılmak istediği, yeni dostlukların kazanıldığı organizasyon ile ilgili bir kaç kötü olay kulağıma geldi. Son dönemdeki organizasyon başarımıza gölge düşürecek cinsten haberleri duyunca üzüldüm. Gençlik ve Spor Bakanlığımız’ın Erzurum’daki oyunlar için ne kadar titizlendiğini en iyi bilenlerden biriyim. Ama birkaç vurdumduymaz kişinin yaptıkları, organizasyona gölge düşürdü. Hatta yerel medyadaki haberleri okuyunca üzüntüm bir kat daha arttı. Organizasyonun içinde yer alan arkadaşlarımdan da edindiğim bilgiler doğrultusunda yaşatılan sıkıntıların oldukça ciddi sonuçlar doğurduğunu gördüm.

Oyunlar devam ederken, Spor Genel Müdürlüğü Uluslararası Organizasyonlar Daire Başkanı’nın görevden alınmasına kadar uzanan olayların perde arkasına baktığımızda, kolaylıkla çözümlenebilecek işlerin ihmal edilmesi ağır eleştirilere neden oldu. Oyunların açılışında başlayan sıkıntılı süreç, gala yemeğinde Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı’na yer verilmemesi ve EOC üyelerine Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç tarafından verilecek hediyelerin temin edilmesinin unutulmasına kadar uzanıyor. Ayrıca gelen misafirlerin konaklayacakları yer konusunda sıkıntı yaşaması, akreditasyon işlemlerindeki aksamalar, verilen yemeklerin beğenilmemesi, ülkemiz adına yakışmayan eleştirileri beraberinde getirdi ve her birimizi üzen hadiseler olarak hafızalara kazındı.

Menfaatler ve ihmaller unutulmamalı

Oyunlar sona erdi, misafirleri yürekten gelen sıcak duygularla uğurladık. Artık ‘hesaplaşma vakti’nin geldiğini düşünüyorum. Misafirperverlik denildiğinde dünyada eşi benzeri olmayan ülkemizin adını kendi menfaatleri ve ihmalleri uğruna kirletenlerin koltuklarında oturmasına izin verilmemeli. Kimlerin bu işlerde payı varsa, derhal hesabı sorulmalı. Çünkü olimpiyatlara tekrar aday olduğumuzda bu hoş olmayan aksamalar bir bir önümüze konulacaktır. Kimsenin bir çuval inciri rezil edip sorumluluk almaması ve bu kişilere hesabının sorulmaması, diğer organizasyonlarda ‘aman nasıl olsa hata yapılsa da hesap soran yok’ algısını beraberinde getirmemeli. Büyük gayretlerle yapılan tesisleri ön plana çıkarmak yerine, utanılacak aksamaların ön plana çıkarılmasına müsaade edemeyiz birkaç kişinin vurdum duymaz tavrından dolayı...

Avrupa Olimpiyat Komiteleri (EOC) tarafından iki yılda bir düzenlenen EYOF’un bir sonraki kış organizasyonu, Bosna Hersek’te yapılacak. Başka ülkelerdeki organizasyonları izleyip iç geçirmek yerine tüm dünyaya örnek işler çıkaracak alt yapısı olan Türkiye’nin adını her anlamda gururla taşıyacak ekiplere ve bu ruhu yaşayıp yaşatacak yöneticilere ihtiyacı var. Umarım bu düşünceleri içinden geçirenlere tercüman olmuşumdur.

YORUM YAZ