MENÜ

Hırant Kasapoğlu ile Otomotiv Dünyası

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Filonun yıldızı yenilendi

Peugeot’nun küçük sedan sınıfındaki başarılı oyuncusu 301 makyajlandı. Ama 301’de yapılan değişiklikler makyajdan çok daha fazlası gibi görünüyor. Anlaşılan Fransız marka bu segmente önem veriyor. 2012’den beri yollarda olan bu küçük sedan, Türkiye’de her yıl ortalama 10 bin adet sattı. Peugeot’nun geçen yıl Türkiye’deki toplam satışlarının 35 bin adet olduğunu düşünürsek, 10 binden fazla satan 301’in marka için önemi daha iyi anlaşılabilir. Ayrıca lansmandan bu yana geçen 5 yılda 301 dünyada 400 bin, Türkiye’de ise 50 bin adet satan bir filo yıldızı. Satışların yüzde 80’i filo pazarına yapılıyor. Peugeot Türkiye yönetimi, makyajlı 301’de perakende oranını yüzde 20’den yüzde 30’a çıkartmayı hedefliyor. Peugeot Türkiye Genel Müdürü Laurent Pernet, 301’in PSA için önemli bir proje olduğunu ve her geçen gün, bu modelin grup içerisindeki öneminin arttığını söyledi ve 2017’de Türkiye’de 12 bin adet 301 satmayı hedeflediklerini açıkladı. Pazarlama Müdürü Mehmet Akın ise perakende oranını artırmak için, yapılan güncellemelere ve üst donanım seviyesi olan Allure’de sunulan ekipmanlara güvendiklerini belirtti.

Ön tasarım bütünüyle yeni

Peki makyajlı 301’deki yenilikler nerelerde yapılmış? Öncelikle yapılan iyileştirmelerle dış tasarıma daha taze ve modern bir görünüm verilmiş. Motor kaputu, parlak malzemeli radyatör ızgarası, çift kare tasarımlı ön farlar, gündüz LED’leri ve ön tampon, ön tasarımda bütünüyle yenilenen ekipmanlardan. Arkadaki üç parçalı dikey ışıktan oluşan yeni stopların benzerini daha önce 3008 ve 5008’de de görmüştük. Aslan pençesi olarak tanımlanan bu stop tasarımı, son dönemde Peugeot markasının yollardaki imzasını oluşturuyor. Tüm bu ekipmanlar 301’in, iki yıl sonra gelecek tamamen yenilenmiş modele kadar taze kalmasına ve rekabete ayak uydurabilmesine yardımcı olacak.

Filo modeline dokunmatik ekran geldi

İç mekanda da teknolojik gelişimler var. Öncelikle yeni tasarımlı kokpit ve piyano boyası kaplamalar üst donanım olan Allure’de göze hoş görünüyor. Ayrıca bu donanımda 7 inç dokunmatik renkli ekran da var. Mirrorscreen ismi verilen ekran Apple CarPlay ve Android Auto ile uyumlu, böylece mobil cihazlarla entegrasyon, ekran üzeerinden navigasyon ve sesli komut kullanımı mümkün. Ayrıca geri görüş kamerası ve hız sabitleme sistemi de var. En çok satılan giriş ve orta seviye donanımda ise filo pazarına uygun olarak, daha sade iç mekanlar sunuluyor. İç mekan daha önceden olduğu gibi, hem ön, hem de arkada, kendi segmenti için başarılı seviyede diz mesafesi sunuyor ama omuz mesafeleri kısıtlı.

İki motor var, otomatik vites yok

301’de benzinli ve dizel olmak üzere, iki motor var. Bunlar daha önceden de bildiğimiz, başarılı üniteler. 1,2 lt PureTech benzinli motor 82 HP gücünde ve 4.9 lt/100 km yakıt tüketimine sahip. 1,6 Hdi dizel motor ise 92 HP üretiyor ve 4,1 lt/100 km tüketim sunuyor. Her iki motor da 5 ileri oranlı manuel vitesle sunuluyor, otomatik vites seçeneği yok. Yüksek donanım seviyesi olan Allure sadece dizel motorla sunuluyor ve fiyatı da 75 bin TL’ye ulaşıyor.

Ekonomik SUV’da dizel otomatik

Çok değil, daha iki yıl öncesine kadar, 1,6 lt hacim klasmanındaki SUV’larda dizel otomatik seçeneği yoktu. İlk olarak Nissan Qashqai, ardından da Honda CR-V bu yolu açarak pazara çeşitlilik getirdi. Şimdi ise ekonomik fiyatlarıyla ulaşılabilir bir marka olan, Renault şemsiyesi altındaki Dacia, Duster serisiyle bu yönde ilerliyor. Kısa süre önce makyajlanan Duster’da, şimdi ise 1.5 lt dCi dizel motor, çift kavramalı EDC otomatik şanzımanla sunulmaya başlandı. Aslında Duster, bu nesilde ürün ömrünün son demlerini yaşarken, belki de en olgun ve güçlü halini de almış olacak. Öte yandan Duster’ın, bu olumlu erdemlerini, bir sonraki nesile taşıyacağına da hiç süphe yok.

Peki Duster’daki dizel otomatik seçeneği bize neler sunuyor? Öncelikle Dacia, Duster’da EDC’yi sadece 1,5 lt dCi dizel motorla getiriyor, benzinli modellerde EDC yok. Euro6 normuyla uyumlu olan dizel motor 110 HP gücünde, çift kavramalı EDC ise 6 ileri orana sahip. Bu kombinasyonun tüketiminin, Euro6 sayesinde, manuel versiyondan daha düşük olduğu açıklanıyor. 1,5 dCi EDC modeli, Laureate üst donanım paketinin de üzerine konumlanan Black Shadow ekipman seviyesiyle geliyor. Yani donanım olarak Laureate’da sunulanların üzerine, farklı bir Black Shadow görünümü de giydiriliyor.

Dizel otomatik Duster Black Shadow’da fiyat seviyesi 83 bin TL’ye ulaşıyor. Duster’da otomatik vitesin fiyatı 7 bin TL. Bakalım Dacia müşterileri aracın yüzde 10’u tutarındaki bu farkı verecek mi, bunu zaman gösterecek.

Renault Mais Genel Müdürü Berk Çağdaş Duster EDC için şunları söyledi; “Binek otomobil pazarında otomatik vites pazarının payı yüzde 58 oranında. Bu pazarda yer almak ve otomatik vites talebine cevap verebilmek üzere Duster EDC’yi pazara sunuyoruz, üstelik ‘ulaşılabilir’ felsefesinden ödün vermeden. Duster EDC’nin, Dacia’nın gücüne güç katacağına ve Türkiye’de marka sıralamasında üst sıralara taşıyacağından hiç şüphemiz yok”.

YORUM YAZ