MENÜ

Tam bir düş kırıklığı!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Oyunun merkezinde kaos vardı başrolde oyunun tamamında. Satranç denemezdi. Futbol desen o da değildi. Yakın dövüş desek daha doğru bir tanımlama olur dün akşam Türk Telekom Arena’da tanıklılık yaptığımıza her halde.

Aslında ilk düdükle birlikte gol adına acelesi olan ve bu nedenle daha çok çabalayan taraf Galatasaray’dı. Ama bu aşırı istek telaşa dönüşüp pranga oldu sarı kırmızılı futbolcuların ayağında. Kalite ve kapasitelerine denk düşen performans gösteren bir futbolcu öne çıkmadı doğal olarak evsahibi adına ve telaşın burgacında çırpınıp durdular.

Fenerbahçe özellikle ilk yarıda skin kalmayı, biran önce oyunda denge kurmayı önceledi. Bunu da başardılar, hatta ilk yarıda güme gitse de Janssen’le golü bile buldu Aykut Kocaman’ın öğrencileri. Fakat yarım saate yakın bir kişi eksik oynayan rakibe rağmen kazanmayı hak edecek kadar oynamadıkları bir gerçek.

Galatasaray’ın yılları kapsayan bir Fenerbahçe kompleksi var, bu tartışılmaz artık. İşin garibi bu kompleks o formayı giyen hemen her futbolcuyu da avucuna alıyor hemencecik. Üstelik bununla da sınırlı kalmıyor, sarı kırmızılı teknik direktör ve o formaya gönül verenlerin her kesimindekileri de derinden etkiliyor garip bir şekilde. Bu durumu en iyi şekilde anlatan kanıt da Belhanda’nın 73’te hakemi aldatmaktan aldığı ikinci sarı kartla arkadaşlarını yaklaşık yarım saat yalnız bırakması olsa gerek.

Fenerbahçe sezon başından beri her maçta gol yemiş. Galatasaray ise her maçında gol atmış. Ama bu maçta Galatasaray gol atamıyor, Fenerbahçe de gol yemiyor. Garip, öyle değil mi? Oysa ezeli rakiplerine 8 puan fark atmış bir Galatasaray’dan telaşa “kış, kış” demesini bekler insan. Ama öyle olmuyor işte. Çünkü Fenerbahçe fobisi devam ediyor hala Galatasaray’ın. Dolayısıyla Cüneyt Çakır ve arkadaşlarının performansı da dahil olmak üzere tam bir düş kırıklığı oldu benim için dün akşamki maç.

YORUM YAZ