MENÜ

Yüzde yüz

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Derbi maçın ardından pespaye bir edebiyat başladı. ‘Brezilya Karması ile Milli Takım Karması’ saçmalıklarıyla kendini kutsayıp, rakibi aşağılama geyikleri.
Adnan Beyler’in bu sık sık kendilerini tekzip, başarısızlıklarını da tescil eden ‘tez konusu’ eylem ve söylemlerine alıştık artık. Deniz ve Önder’i bile, yurt dışında yetiştikleri için ‘yabancı’ ilan eden zihniyet, önce son maçtaki Galatasaray kadrosundan kaç futbolcunun Almanya kökenli olduğuna da dikkat etmeli. Ama...
Yabancı transferindeki fiyaskoları övünç ve erdem, isabet ve başarıyı da milliyetçilik kisvesiyle aşağılanası bir durum gibi sunmak, zavallılıktan öte bir yaklaşım değil. Sanki yabancılarI zıpkın gibiydi, ama onlar ‘bizim çocuklar’dan yana hassas bir tercih koydular.
Galatasaray, UEFA ve Süper Kupa’yı aldığında kimse ‘Rumensaray’ demedi. Ayrıca 3 değil 5 yabancısı vardı. Yoksa Marcio ile Capone bizden miydi?
Bu abuk subuk söylem, Papa’nın suyun üzerinde yürümesinden sonra, ‘papa yüzme bilmiyor’ manşeti atmaktan farksız. Fenerbahçe ne yaparsa yapsın, hangi başarıyı kazanırsa kazansın, takılacak olumsuz bir kulp her zaman vardır.
Ortada ne bir zafer var, ne de hezimet. Bu garabet sözler, olsa olsa akıllara eziyet. Sadece 9 yıl sonra ilk kez Kadıköy’de bu kadar kişilikli futbol oynamış bir Galatasaray var. Yani olması gerekeni yapmış, hatta galibiyete yakın oynamış bir takım. Ortaya koydukları mücadeleye de şapka çıkarılır. Ancak ötesine geçerseniz bunun adı kompleks olur. Peki yıllardır boş yere tribünde ve kulübede unutulan yabancılara neden boş yere milyonlarca dolar bonservis ödediniz, milyonlarca dolar ücreti çeşit olsun diye mi ödüyorsunuz?
Gönderin gitsin o halde!
Ancak bu riyakâr mantık, ‘sahtekâr’ ilan ettiği futbolcuyu, bir günde özel ilişkilerle ‘vatandaş’ yapıp, kaptanlık veren ‘duruş’un ikiz kardeşi. Ya da ona parmak atan futbolcuyu savunup, şortunu indirdiği için bir başkasının transferinden vazgeçmek, sonra da bunun üzerinden ahlâk dersi vermenin. Ayrıca Adnan Beyler’e ‘Dündar Siz’ felsefesini ülkeye mal edenleri de hatırlatır herhalde birileri.
O ‘karma’ dedikleri, kavram kargaşasına ve kafa karmaşıklığına yol açmasın, akıllar kamaşmasın, ama 5 futbolcu verdi A Milli Takım’a...
Dünyanızdan çıkıp dünyaya bakın görecekseniz. İyi futbol iyi futbolcuyla oynanır. Forma tabiiyete göre değil, liyâkata göre verilir. Yani yüzde yüz futbolu, yüzde yüz yerli üzerinden tarif etmek de neyin nesidir. Ferhan Şensoy’un dediği gibi; “Yerli film, ama yersiz cümle!”

YORUM YAZ