MENÜ

Yalan değirmenleri

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Başbakan, partisinin grup toplantısında Süper Lig’e yükselen Kocaelispor ve Antalyaspor’u kürsüden tebrik ediyor. AKP sıralarından Galatasaraylı vekilller “Bizi de tebrik edin!” diye tempo tutuyor. Bunun üzerine kürsüden bomba patlıyor: “Ben onları tebrik ettim zaten ama onlar da Seyrantepe’yi unutmasınlar!” Bir anda dut yemiş bülbüle dönüyor az önce tempo tutanlar, tıpkı medya gibi. Tıpkı bu peşkeşi “Devlet Galatasaray’ı kazıkladı” söylemiyle gargaraya getirmeye çalışan, ya da karşı konulmaz bir hakmış gibi savunan kalemşörler gibi.
Bu konuşma 14 Mayıs Salı günü gerçekleşiyor. Peki hangi gazetelerde yer buluyor; sadece Zaman. Sanki böyle bir şey hiç konuşulmamış gibi. Tıpkı Adnan Polat’ın NTV’de yaptığı ‘tesadüf’ itirafı gibi. Onu da sadece Fanatik ve Zaman gazetesi haber yapmıştı.
Adnan Bey bir yandan “Bütün maddi zorluklara rağmen..” söylemine sarılıyor, bir yandan “Geri kalan 17 kulübün mal varlığının toplamını 2 ile çarpsanız, Galatasaray’ın mal varlığının yarısına erişemez” diyor. Yine kimseciklerde ‘çıt’ yok. Hz.Ömer, “İnsanın zekâsı sorduğu sorudan belli olur” diyor, Albert Einstein da “Zekânın sınırı vardır ama aptallığın yoktur” sözleriyle meseleyi tamamlıyor.
Yalan değirmenleri balık hafızalar için gerçekleri öğütmeye, çarpıtmaya, karartmaya, yok etmeye devam ediyor. Mazlum edebiyatıyla ayakta duran zalim saltanatların sürekliliği de bu çarkın işlemesine bağlı zaten.
İttifakın diğer ortağına da biri ‘başkalarının izinden giden iz bırakamazmış’ sözünü hatırlatmalı. Son yıllardaki çanakçı tavırlarıyla ‘duruş’ kavramını karikatürleştirip, tedavülden kaldırılacak kadar ucuzlattılar. Bu iltica kılıklı yanaşık düzenin, kulüplerinden neler götürdüğünü ve ‘şerefli ikincilik’ kavramının kökenini Süleyman Seba’ya bir sorsunlar bari.
Fareli Köy’de mavalcılarla kavalcılar, sapla saman, at izi ile it izi birbirine karışalı çok oldu. İsteyen istediği minvalden devam etsin. İsteyen de istediğine inansın.
Fenerbahçe ve Fenerbahçeli, ağlamadan, sızlanmadan sadece ve hep ders çıkarmaya mecbur. Olan bitenin farkında olarak ama hiçbir bahanenin ardına sığınmadan hatayı hep kendisinde arayarak... Son günlerde yapılan ‘sinsi ve fırsatçı’ açıklamalara bakıldığında kendini yenme çabasının önemi daha iyi anlaşılıyor. “Başkalarını yenen kuvvetlidir ama kendini yenen kudretlidir” demiş Çinli filozof.
Gölgesini geçmek isteyen önce güneşe yürümeyi göze alabilmeli!

YORUM YAZ