MENÜ

Trajedi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Şair Yazar Murathan Mungan çocukluğunda memleketi Mardin’de ilginç bir manzarayla karşılaşır. Bir kaç kişi, bir adamı taşlayarak gülüşmektedir. Adam canı yandığı halde kaçmaya bile yeltenmemekte, çaresizce yüzünü gözünü korumaya çalışmaktadır. Mungan, bu tuhaf durumu sorduğunda, mesele anlaşılır. Taşlanan adam Yezidi vatandaşlarımızdan biridir. Ve inancına göre etrafına bir çember çizildiğinde, çizen kişi kendi eliyle silene kadar da orada hapsolur. Çünkü aksini yaparsa dininden çıkmış sayılır. Mungan tanık olduğu bu olayı, “Çember çizen için bir komedi, içindeki için de dramdır, ama eğer biri kendini çember içine almışsa işte bu trajedidir” diye analiz eder.
Fenerbahçe’nin tarihi seyrine, grafiğine, ‘gel-git’lerine, iniş-çıkışlarına bakın. Bu şablonun, ‘komedi-dram ve trajedi’ üçlemesiyle tekmili birden nasıl da yerli yerine oturduğunu göreceksiniz. Ama bu camia, etrafına çizilen çemberle yetinmez, kendi elleriyle yenilerini ekler. Herkes çember çizmek için histeri nöbetine tutulur.
Hatta kimsenin aklından geçmediği zamanlarda, niyetleri olsa bile buna dermanları, güçleri ve cesaretleri yokken, hiç olmayacak yer, zaman ve şartlarda kendi kendini lanet çemberine alır. Bazen başkan ve yönetimin yanlışıyla, bazen futbolcuların bezginliğiyle, bazen medya gazıyla, bazen teknik direktör hatalarıyla, bazen de taraftarının hiçbir şeyi beğenmeyen, tepeden bakan kibiri yüzünden...
Şu manzara, mahalle arkadaşlarımız kadar tanıdık ve ezberlenmiş genetik bir defodur aslında... Her Fenerbahçeli bu illet hastalıkla yaşamaya alışmıştır, ama öğrenememiştir. Sıra dışı olan, bu takımın 5 yıldır son ana kadar yarışın içinde kalabilmesi ve 3 kez şampiyon olabilmesidir. Avrupa’da nisan ve mayıs aylarını görebilmesidir.
Kendilerine, başkalarına, kulüplerine, renklerine, rakiplerine, insana, emeğe, üretilene ve bilgiye asla saygısı olmayan şımarıkların küfretmesine, küçümsemesine, yuhlamasına ve kelle isteme inadına ne demeli? Ya her şeye rağmen soylu ve gururlu bir dramı, soysuz ve ucuz bir komediye dönüştürüp işportaya dökmek neyin nesi? Söyleyelim; kendi trajedinden ders çıkarmayıp trajikomik duruma düşmek...
Acıklılık ve cinnet çözüme hizmet etseydi, bu geleneğin zirvesindeki bu kulüp, şampiyonluklara açık ara ambargo koyardı. Sevinçlerini ve eğlencesini, rakiplerinin başarısızlığı ile hezimeti üzerine kuran patolojik taraftarlık anlayışına, başkalarını eğlendirmek müstehâktır çünkü... Yenilgiyi inkâr edenler, zaferi hak edebilirler mi?
Fenerbahçe bir kez daha kendine mağluptur; bu kez istisnasız bütün unsurlarıyla ve hükmen!

YORUM YAZ