MENÜ

O an

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe son iki yıldır, en kritik haftalarda belalısı olan Denizlispor karşısında, bir kez daha kötü sürpriz yaşamama kararlılığıyla çıkmıştı sahaya..
Maçın ilk yarım saatlik dilimi Premier League kalitesindeydi. Hem mücadele hem kreatif arayışlar ve hız hem de gerilim bakımından. Tribündeki ve ekran başındaki Sarı-Lacivertliler’in, dillendirmek istemese bile kalplerinin derinliklerinde bir yerde ‘acaba’ kuşkusu da yok değildi.
Geçen hafta darağacına çıkarılan ve boynuna ilmik geçirilen Kejo’nun ilk 11’de sahaya çıkması, Zico’nun verdiği bir insanlık dersiydi. Biri bomboş kaleye, iki mutlak pozisyonu peşpeşe harcayınca, ‘infaz’ acımasızlığıyla kalem bileyenler heveslendi. Ancak Kejo, kendine has bir golle ilmeği boynundan çekip attı. Kaleci Volkan’ın metrelerce depara kalkarak, diğer arkadaşlarının tamamının da O’nun etrafında toplanması ‘takım ruhu’ kavramının tavan yaptığı müthiş bir andı.
Sağ kanatta zaman zaman inanılmaz işler yapan Colin Kazım, biraz daha disipline olup, Fenerbahçe ciddiyetini kavradığında yıllarca bu takımın lokomotifi olur. Uğur kendine daha çok inandığında ve kendisi gibi oynadığında bu ülkede eline su dökecek kimse yok. Ancak bu maçın adamı tartışmasız Selçuk Şahin. Bir de sürekliliği olsa... Yeteneğinin hakkını verdiği zaman tadına doyum olmuyor.
Yusuf Şimşek, Fenerbahçe maçlarında sarf ettiği eforu, Fenerbahçe forması altında gösterseydi, Alex yedeği olurdu büyük olasılıkla... Ve Sayın Ali İpek, kamuoyu hâlâ sizden, 2 yıl önce taahhüt ettiğiniz ‘çanta trafiği’ açıklamasını bekliyor.
Siz unutsanız da, bazıları hiç unutmuyor!

YORUM YAZ