MENÜ

Karadeniz israfı!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Öncelikle şunu belirtmemde fayda var: Karadeniz Oyunları’nda yarışan ve madalya alan, alamayan tüm sporcularımızı tebrik ediyorum. Amacım onları yermek, onların yarışmasına karşı çıkmak asla değil. Ülkemizde bir organizasyonun yapılmasına da itiraz etmem mümkün değil. Ne kadar çok uluslararası yarışma düzenlersek, o kadar çok prestij sağlarız. Tabii başarıyla altından kalkmak kaydıyla. Karadeniz Oyunları’nı düzenlememize de herhangi bir sözüm olamaz. Elbette yapmalıyız. 18 yaşaltı çocuklarımızı yarıştırmalıyız. Ama bunu yaparken, abartıya kaçmamalıyız. Bizim dışımızdaki ülkelerin bazı branşlara çok az sporcu getirdiği, bazılarına ise hiç katılmadığı, hiçbir uluslararası spor örgütünün takviminde yer almayan bir organizasyona 50 milyon YTL harcanması gerçekten de insanın vicdanını sızlatıyor. Oyunlar bütçesi, tüm branşların bir yıllık bütçesine eşit Zira hepimiz biliyoruz ki, bu ülkede birçok sporcu, maddi imkansızlıklar nedeniyle çok güç şartlarda spor hayatını sürdürmeye çalışıyor. şurada, son bir ayda ödenek yetersizliği nedeniyle bazı yarışların ve kampların iptal edildiğini, bazı sporcuların gittikleri kamplarda malzeme bulamadığını, bazılarının bulundukları illerde çalışacak tesis olmaması nedeniyle 150-200 kilometre ötedeki komşu illere gittiğini, 50 milyon YTL’nin tüm branşların bir yıllık bütçesine denk geldiğini hatırlatırsak, israfın boyutu daha iyi anlaşılır kanısındayım. Umarım, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü yetkilileri, bu devasa bütçenin nedenini izah ederler. Tabii, organizasyon için yapılan ihalelerle birlikte... Geçiyoruz oyunlara... Oyunların açılış töreninin iktidar partisinin şovuna dönüşeceği öteden beri konuşuluyordu. Nitekim öyle de yapılmaya çalışıldı. Hatta kısmen başardılar da... Kısmen diyorum, çünkü Trabzonlu’nun Başbakan Erdoğan’ı ıslıklaması bütün planları alt üst etti. Tabiri caizse, silah geri tepti! Burada sorulması gereken bir şey daha var: Açılışta hiçbir muhalefet partisi lideri yoktu. Merak ettim, neden gitmediklerini. Liderlerin özel kalemlerini aradım, sordum. Aldığım cevap, aslında beklediğim cevaptı! Hiçbiri davet edilmemiş. Soruyorum: Neden? Bu oyunlar Türkiye’nin oyunları değil mi? Bu yapılan partizanlık değilse, nedir? Yunan kafilesi geri dönerken son anda ikna edildi Bir çok spor branşında Avrupa ve dünyanın gerisinde olduğumuz bilinen bir gerçek. Ancak buna karşın, organizasyon düzenleme konusunda oldukça başarılı olduğumuz söylenebilir. Gelgelelim, Karadeniz Oyunları böyle mi oldu? Bakalım: Bisikletçilerin kör tünellerden geçirilmesini hepimiz biliyoruz. Sporcuların kaldığı yurtların ikinci-üçüncü sınıf pansiyon düzeyinde olması, bu nedenle Yunan kafilesinin oyunlardan bir gece önce ülkesine dönerken zor ikna edilmesi, branşların yapıldığı salonların uzaklığı, seyirci ilgisizliği, sporcuların su alacak kantin bile bulamaması, verilen kumanyaların yetersizliği, salonların aşırı sıcak oluşu, yüzmedeki bir madalya töreninde istiklal marşınının unutulması, ardından marş cd’sinin dışarıdan getirilmesiyle törenin tekrarlanması gibi uluslararası bir organizasyoına yakışmayacak aksaklıklar oyunların diğer yüzüydü. Gelelim katılıma... 11 ülkenin (Sırbistan son anda katılmadı) 10 branşta mücadele verdiği oyunlarda bizim dışımızda hiç bir ülke bütün branşlarda yer almadı. Ülkeler arasında sadece üç branşa katılanlar bile vardı. Örneğin; Bulgaristan atletizme 6, ritmik cimnastiğe 4 olmak üzere 10 sporcusunu (voleybol hariç) getirmiş. Katılan sporcuların, ülkelerinin ikinci-üçüncü sınıf sporcuları olduğunu söylememize bile gerek yok. Üç takım sporunun haricinde katılım, 143’ü bize ait olmak üzere toplam 889. Sanırım, bu rakamlar katılımcı ülkelerin oyunlara verdiği değeri çok iyi anlatıyor.

YORUM YAZ