MENÜ

İçimizden birileri!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Kolay değildir elbette, değişim, dönüşüm, başkalaşım. Eskiyi yıkıp, yeniyi inşa etmek. Geleceği yeniden kurmak. Her devrimde süreç sancılı işler. Düşersiniz, kalkarsınız, tökezlersiniz, ihanete uğrarsınız. Dört bir yanınıza tuzaklar döşenir, pusular kurulur. Dışarıdan, içeriden saldırılar gelir. Vurulursunuz, yaralanırsınız, acılar çekersiniz. Ortalık toz duman olur. Göz gözü görmez bazen. Dostunuzu, düşmanınızı kestiremezsiniz. Kimin kim olduğunu bilemezsiniz. Yine de yol almaya, dik durmaya devam edersiniz. Çünkü başarmanın başka yolu yoktur. Devrim, olağanüstü koşulları beraberinde getirir. Olağanüstü koşullar da liderler, kahramanlar üretir. İşte, şampiyonluğun bir numaralı adayı Galatasaray’da yaşanan süreç de tam olarak budur.
Sarı-Kırmızılı takım büyük bir değişimin eşiğinde. Sezon başında yeniden yapılanmaya giden Galatasaray, halen bunun sancılarını yaşıyor. Yönetim, önümüzdeki 10 yılın takımının temellerini atıyor. Boşuna değil, takıma yapılan bunca saldırılar. Dışarıdan, içeriden kuşatılmıştır, bu yolun yolcuları. Ancak dönüş yoktur. Kan revan içinde de olsa hedefe ulaşılacaktır.
Arada bir yanlışlar da yapılacaktır. Ama her yanlıştan, başka doğrular da üretilecektir.
Futbol takımlarında radikal değişikliklere giden kulüpler, genellikle bir kaç yılı nekahet devresi olarak geçirir. Ancak Galatasaray, bunca köklü değişime rağmen yarışmacı kimliğinden de bir şey kaybetmeden, şampiyonluk mücadelesini sürdürüyor. Azimle, inançla, aşkla, hırsla, gururla...
Kimi bunu Kalli’nin gidişine bağlıyor, kimi futbolcuların kenetlenmişliğine, kimi de teknik heyetin uyumuna... Hepsi doğrudur. Lakin, bütün bunların arkasındaki asıl güç takımın içinde değil, üzerindedir. Sezon başında kurulan ekiptedir işin sırrı. Bu takımın temellerini atan, yaşanan bütün olumsuzluklara, gelen bunca saldırıya rağmen dimdik ayakta kalan, yaptıkları kritik hamlelerle kriz yönetiminde de rüştünü ispatlayan, Florya’daki bütünlüğü sağlayan Adnan Polat-Haldun Üstünel-Adnan Sezgin üçlüsüdür, olası şampiyonluğun ve geleceğin Galatasarayı’nın mimarları. Camianın bazı ileri gelenlerinin bir türlü içlerine sindiremediği, tepeden baktığı, Galatasaray’a yakıştıramadığı bu üç isim, bu yılın kahramanlarıdır. Herkesin laf ürettiği bir dönemde sahaya inmişler ve taşın altına ellerini sokmuşlardır. Bugün yara-bere içindedirler. Fakat, eminim görevlerini layıkıyla yapmanın huzurunu ve gururunu yaşıyorlardır. Gelecek de bir gün gelecek. Ve göreceksiniz, gelecek onların ve Galatasaray’ın olacak.

YORUM YAZ