MENÜ

Hamza kündeye geldi!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Önceki gün (pazar) Güreş Federasyonu’nun 4. Olağan Kongresi yapıldı. Kongreye tek aday olarak giren mevcut başkan Musa Aydın katılan 192 delegenin 187’sinin oyunu alarak güle oynaya yeniden başkanlığa seçildi. Buraya kadar her şey normal! Çünkü okuduklarınız iki satırlık rutin bir gazete haberi. Ancak bu haberin derinliğine inince karşınıza tam bir gerilim filmi senaryosu çıkıyor! Derine inmeden önce yerinde takip ettiğim kongreyle ilgili kısa izlenimlerimi aktarayım:

Atatürk’ün adını anmayan sunucu

Kongre her federasyonda olduğu gibi şehitlere saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Ancak burada anonsu yapan şahıs, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuyla silah arkadaşları ve 15 Temmuz şehitleri için saygı duruşuna davet ediyorum” derken, ne hikmetse kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün adını telaffuz etmemeyi tercih etti. Ne diyelim, tercih onun! Ama yazıklar olsun!

Kongreye girerken, otel önünde ve içerideki polis yoğunluğu ve güvenlik önlemleri dikkat çekiciydi. Bir spor federasyonu değil de sanki bir partinin kongresi gibiydi. Ancak bütün bunlar olağan! Malum, sporda şiddet! Gel gelelim, yoğun polis varlığına rağmen son derece naif bir kongre süreci yaşandı. Adeta ilkokul müsameresi gibiydi! Şakalar, birbirlerine takılmalar, gülüşmeler... Herkes çok mutluydu! Belli ki, diğer aday Enis Erdem’in çekilmiş olması kongrede inanılmaz bir ruhsal boşalıma yol açmıştı!

Kongredeki tek kadın delege!

Bir diğer dikkatimi çeken konu ise kongrede sadece bir kadın delegenin oluşuydu! O da Rumen asıllı Rodika Maria Yakşi’ydi. Tamam, güreş erkek sporudur ama ne gariptir ki, ülkemizi Dünya Güreş Birliği (UWW)’de en üst düzeyde temsil eden tek spor insanı da bir kadın; yani Rodika Maria Yakşi! Zaten Sayın Yakşi de UWW kontenjanından delege olmuştu! Oysa bu ülkede Güreş Federasyonu bünyesinde kadın güreşi de yapılıyor. Üstelik daha geçen yıl bir Avrupa Şampiyonu (Yasemin Adar) bile çıkardık. Sinevizyonda sürekli dombıra çalmasını da kısaca hatırlatalım ve geçelim asıl meseleye...

Gel gel, git git, tekrar gel gel!

Musa Aydın, Sportif Değerlendirme Kurulu tarafından Rio sonrası en başarılı başkan olarak rapor edildi. En başarısız federasyonlarda bile mevcut başkanın tek aday olduğu bir dönemde Sayın Aydın’ın da öyle olması bekleniyordu. Ama olmadı! Karşısına camianın pek tanımadığı Enis Erdem adında bir aday çıktı. Kulis bilgilerine göre Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Hamza Yerlikaya’nın sahaya sürdüğü bir isimdi. Oysa, Musa Aydın’ı milletvekili adaylığı için görevi bıraktıktan sonra koltuğa oturtan da yine Hamza Yerlikaya’ydı! Fakat aradan geçen 1.5 yılda köprülerin altından çok sular akmış ve Aydın ile Yerlikaya’nın arası açılmıştı! Yerlikaya’nın Erdem’i desteklemesi üzerine Musa Aydın küstü ve tası tarağı toplayıp memleketi Bursa’ya gitti. Resmen açıklamasa da aday olmayacağı yönünde kuvvetli bilgiler mevcuttu. Bunun üzerine Musa Aydın’a haksızlık yapıldığını düşünen camia ayaklandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslerini duyurmanın yolunu aradılar. Ve buldular da!

‘Siyasi ahlakım gereği!...’

Musa Aydın’la ilgili şarkılı, türkülü bir video hazırlayıp Youtube’a yüklediler. Çeşitli gazete ve dergilere bu yönde haberler servis edildi. Son olarak, 29 Ekim Resepsiyonu’na katılan şampiyon güreşçilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mevcut başkandan memnun olduklarını ifade ettikleri ileri sürüldü. Bu umut verici gelişmeler üzerine Musa Aydın Ankara’ya dönerek yine aday olacağını açıkladı ve çalışmalara başladı. Fakat, tablo yine de pek iç açıcı değildi. Enis Erdem’in topladığı ıslak imza sayısı 142, Musa Aydın’ın ise 94’tü! İmzaların 29’u mükerrer çıkınca sayı 113’e 65 oldu! Bu tabloya göre Enis Erdem’in kazanacağı öngörülüyordu. Lakin, büyük bir sürpriz oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belarus’a giderken Erdem’in çekilmesini istedi. Erdem de, “Siyasi ahlakım gereği!” diyerek çekildi. Ve güreş tarihinin en barışçıl kongresi de bu şekilde gerçekleşmiş oldu ve kaybeden de ne yazık ki Hamza Yerlikaya’ydı! Ne yazık ki diyorum, çünkü başarılarla dolu, tertemiz, saygın bir sportif kariyeri var. Keşke bu işlere hiç bulaşmasaydı! (Bu arada Yönetim Kurulu’nda tek bir eski sporcu olmadığını da belirteyim. Sayın Spor Bakanı Kılıç’ın kulakları çınlasın!) Size bir şey söyleyeyim mi, sevgili okurlar... Bu seçim komedisine son vermenin zamanı geldi de geçiyor. Üniversitelerde de yaşanıyordu bu komedi, kaldırıldı ve bitti. Sporda da seçimin kaldırılması lazım. Herkesin bir adamın iki dudağından çıkana baktığı bir atmosferde, seçmen iradesinden, demokrasiden, özerklikten filan bahsedilemez. O tek adamı tek adam yapan da biziz!

Çünkü, hiç kimse özgür iradesini işine yansıtamıyor ve çözümsüz kalan en ufak meseleler bile Sayın Erdoğan’a havale ediliyor!

YORUM YAZ