MENÜ

Gerçek bir Yiğido: Taha Akgül

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Ünlü Godot'yu Beklerken oyununun İrlandalı yazarı Samuel Becket'in belleklere kazınan özdeyişlerinden biri de şudur: "Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil, daha iyi yenil!"

Üzerine sayfalar dolusu yazı yazılacak bir özdeyiştir bu. Ve hepimizin hayatının belli dönemlerinde deneyim sahibi olduğumuz bir yaşantı halidir aslında... Başarı, alınan yenilgilerin zirve noktasıdır bir bakıma.

2016 Rio Olimpiyat Oyunları'nda şu ana kadar ki tek altın madalyamızı -muhtemelen de öyle kalacak- kazanan milli güreşçimiz Taha Akgül'ün spor yaşantısı da tam Becket'ın yukarıdaki özdeyişi gibi. 1990 Sivas doğumlu olan Akgül, güreşçi bir aileden gelmesine karşın, 2004 yılında Sivas Güreş Eğitim Merkezi'nde başladığı güreş serüveninde alt kategorilerde sürekli kaybetmiş bir sporcu. Mücadele verdiği Türkiye minikler, yıldızlar ve gençler şampiyonalarında tek bir madalya bile alamayan Taha Akgül, çok çalışmasına ve bütün iyi niyetli çabasına rağmen üst üste gelen başarısızlıklar üzerine kendisini eğitime adayarak İzmir'e üniversite okumaya gider.

Üniversite öncesindeki dershane döneminde ve üniversite sırasında yaklaşık iki yıl boyunca güreşten uzak kalır. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin güreş kulübü olduğunu öğrenince de şansını tekrar denemeye karar verir ve antrenmanlara başlar. Aslında bir amacı da okuldan arta kalan boş zamanlarını değerlendirmektir! Ancak kulüpte hocası olan eski Avrupa Şampiyonu Remzi Musaoğlu, ondaki cevheri keşfeder ve Taha ile özel olarak ilgilenmeye başlar. Kısa sürede Taha'yı da inandırır yetenekli olduğuna... Öz güvenini yeniden kazanmasını sağlar.
Üç aylık yoğun bir temponun ardından çıktığı 2009 Türkiye Şampiyonası'nda üçüncü olur. Bu derecesi ve güreş stili Milli Takım hocaları Adem Bereket ile İshak İrabayhanov'un dikkatini çeker ve kendisini kampa davet ederler. Türkiye üçüncüsü bir sporcunun Milli Takım'a çağrılması güreş çevrelerince başlangıçta yadırgansa da Bereket ile İrabayhanov, başta zamanın Federasyon Başkanı Osman Aşkın Bak olmak üzre herkesi Taha Akgül'ün büyük bir güreşçi olacağına ikna ederler. Taha'yı art arda uluslararası turnuvalara götürürler. Ne var ki Taha bu turnuvalarda da kaybetmeye devam eder! Ancak hocaları pes etmezler. Ona cesaret ve öz güven aşılamayı sürdürürler. Ve nihayetinde Taha da hocalarının kendisine olan güvenini boşa çıkarmaz ve 2010 Dünya Gençler Şampiyonluğu ile başlayan muhteşem kariyerini ilmek ilmek örmeye başlar.

Bir zamanlar hep yenilen, hep kaybeden Milli güreşçi bu kez minderi rakiplerine dar eden bir fenomen haline gelir. 2012 yılında Avrupa Şampiyonu olarak büyüklerde ilk uluslararası başarısını elde ettiğinde yaşı 22 olmuştur artık. Bu bir başlangıçtır ve devamı de gelir. Aynı yıl Üniversiteler Dünya Şampiyonu olur. Sonrasında ise arka arkaya 4 kez Avrupa, 2 kez de Dünya Şampiyonluğu elde ederek tüm dünyanın dikkatini çeker. Öyle ki, Milli sporcunun ortaya koyduğu mücadeleyi hayranlıkla takip eden ABD güreş otoriterleri, 125 kilo olmasına rağmen 57 kilodaki bir güreşçinin hızıyla hareket edebilen Taha Akgül'ün anatomisini incelemeye karar verir ve kendisine bu teklifi iletirler. Amaçları, 'smackdown' adı altında organize ettikleri güreşlerde boy gösteren ağır sıkletteki sporcularına Taha'nın sahip olduğu hızı entegre etmektir.

İki kez de Uluslararası Güreş Federasyonları Birliği (FILA) tarafından dünyanın en iyi güreşçisi seçilen Taha Akgül, kariyerindeki tek eksik olan olimpiyat şampiyonluğunu Rio'da güle oynaya elde ederek adını şimdiden Türk güreş tarihine altın harflerle yazdırmayı başardı. Halen 9 Eylül Üniversitesi Türkçe bölümünde öğretimini sürdüren milli güreşçi, mütevazılığı ve efendiliği ile de güreş camiasında çok sevilen örnek bir sporcu profiline sahip. Güreş yaşamında hiç final kaybetmeyen Akgül'ün en büyük kariyer hedeflerinden biri de arka arkaya 3 kez Kırkpınar Başpehlivanlığı'nı kazanarak 'Altın Kemer'in ebedi sahibi olmak. Elbette, bunun için de minder güreşine noktayı koyması gerekiyor. Tabi, uzun yıllardır böylesine büyük bir güreşçinin özlemini çeken Türkiye spor kamuoyu buna izin verirse... Bence de Taha Akgül, minder güreşine devam etmeli ve iki olimpiyatta daha mücadele vermeli. Zira, şu çorak iklimimizde bu tarz sporcular 40 yılda bir yetişiyor. Türk sporunun ona daha çok ihtiyacı var. Yolu açık olsun.

Taha Akgül'ün kariyeri

2012 Üniversiteler Dünya Şampiyonası (Altın)
2012 Büyükler Avrupa Şampiyonası (Altın)
2013 Büyükler Avrupa Şampiyonası (Altın)
2013 Büyükler Dünya Kupası (Altın)
2013 Üniversiteler Dünya Şampiyonası (Altın)
2013 Akdeniz Oyunları (Altın)
2013 Büyükler Dünya Şampiyonası (Bronz)
2014 Büyükler Dünya Şampiyonası (Altın)
2014 Büyükler Avrupa Şampiyonası (Altın)
2015 Büyükler Dünya Şampiyonası (Altın))
2015 Büyükler Avrupa Şampiyonası (Altın)
2016 Rio Olimpiyat Oyunları (Altın)

YORUM YAZ