MENÜ

Arka Bahçe

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Ergün Penbe’nin... Neden mi? Anlatayım: Bundan yaklaşık iki yıl önce... Bir yakınının trafik kazası haberini alan Ergün Penbe derhal hastaneye koşar. Yoğun bakıma kaldırılan kazazedenin durumunun pek iyi olmadığını öğrenir. Çok üzülür. Doktorlar ona ellerinden gelen herşeyi yapacaklarını söyler. Bu durumda onun yapacak pek bir şeyi yoktur. Beklemekten başka... O da beklemeye koyulur. Aynı anda hastanede tuhaf bir hareketlilik gözüne çarpar. Hastane personelinin acil servise gelen bir çocuğu kabul etmek istemediğini öğrenir. Nedeni ise parasının olmamasıdır. Bir kaç milyar lira tutan hastane masrafını karşılayamayan çocuğun yoksul ailesi çaresiz durumdadır. Ergün bir anda kendi acısını unutarak olaya müdahele eder ve parayı hastane gişesine yatırır. Ve hasta çocuk tedaviye alınır. Daha sonra çocuğu ziyarete giderek ona bir de forma hediye eden Ergün Penbe, bu olaydan kısa bir süre önce de kalbi delik olan bir başka çocuğun yaklaşık 30-40 milyar tutan ameliyat masrafını karşılayarak rehin olmaktan kurtarmıştır. Üstelik bir gazete haberinden öğrenerek çocuğun ailesini bulmak suretiyle... Şu anda Galatasaray’da son yıllarını yaşamakta olan bu insanlık abidesinin yaşamının sosyal boyutu sadece bunlarla sınırlı değil elbette. Memleketi Zonguldak’ta yardım elini uzatmadığı kimse yoktur neredeyse. Başta okul ve hastane olmak üzere hayır kurumlarına yaptığı bağışları ise söylemeye bile gerek yok. Ergün’ü hatırlamanın şimdi tam zamanıdır Bütün bunların bilinmesini istemediği için yaptıklarını en yakın dostlarından bile saklayan Ergün Penbe’nin affına sığınarak yukarıdaki satırları karaladım. Sebebine gelince... Çünkü; stat terörünün, hakem hatalarının, yangına körükle giden yöneticilerin, provokatör futbolcuların, cambaz antrenörlerin, ali-cengiz oyunlarının, hacıyatmazların, çapsızlığın, sığlığın, koyu cehaletin bir kez daha hayatı bizlere zehir ettiği bu ortamda Ergün Penbe’yi gündeme getirmek istediğim için. Çünkü; Ankaraspor maçında önünde koşan Jaba’nın kendisini yere atması sonucu hakemin uydurduğu penaltıya, bir tek itirazda bulunmayarak sahadaki zerafetine bir yenisini daha eklemesine rağmen, bu davranışı medya kuruluşları ve spor yazarları tarafından görmezden gelindiği için. Çünkü; müptezeller müptezeli Alpay gibi futbolcuların, içeride dışarıda imajımızı yerlere serdiği, Türk futbolcusunu rezil rüsva ettiği şu günlerde, “Bizim Ergün Penbemiz de var” diyebilmemiz için. Çünkü; her futbolcunun hakkı olan kötü oynama hakkını kullandığı zamanlarda, bazı futbol ulemaları tarafından aforoz edildiği, televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında hakaretlere uğradığı, futbolu bırakması istendiği, kendi taraftarına hedef gösterildiği için. Çünkü, ezeli rakibi Fenerbahçe karşısında her alanda kaybeden Galatasaray’ın tek yükselen değeri olduğu için. Çünkü; Necati, Ümit, Ayhan, Sabri gibi sahada her türlü çirkefliği yapabilen futbolcular yüzünden Galatasaray’dan soğuyan futbolseveri Sarı-Kırmızı renklere pamuk ipliği ile bağladığı için. Çünkü; Galatasaray geleneklerini, kültürünü, değerlerini günümüzde en iyi temsil eden isimlerden biri olduğu için. Çünkü; futbol sahalarının, Metin Oktay’dan sonra böylesi bir zerafet timsaline olan hasretini, susuzluğunu giderdiği için. Çünkü; iki kelimeyi biraraya getiremeyen, okumayan, bilmeyen, cahil, züppe, bar kuşu futbolcuların medyatik ilişkilerini kullanarak prim yaptığı futbol piyasamızda, kendine özgü karakteriyle ayakta kalabildiği, gençlere bambaşka bir futbolcu prototipi sunarak ufuklarını açtığı için. Çünkü; kötü varsa, iyi de vardır. Zehir varsa, panzehir de vardır. Dert varsa, derman da vardır. Cehennem varsa, cennet de vardır. Günah varsa, sevap da vardır. Kabalık varsa, asalet de vardır. Karanlık varsa, aydınlık da vardır. Ve doğanın diyalektiğidir bu... Sevgili Ergün Penbe... Tanrı seni Türk futbolundan eksik etmesin.

YORUM YAZ