MENÜ

Gordon farkı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Şaka gibi... Herkes Beşiktaş’ın geriye düşmediği, öne geçip farka koştuğu bir maç izlemek istiyordu. Geriye düşmediler, öne geçtiler, farkı açtılar, ancak 75. dakikaya kadar kaleye tek şut atmamış rakiplerine yine acemice hatalarla yakalandılar. Ali’nin İbrahim Toraman’a attırdığı golden sonra da 2 puan yitirme tehlikesi yaşadılar. Ödeştiler mi derzsiniz, ilahi adalet mi bilemem. Ama benim gördüğüm Gordon’un son dakikada yaptığı hareket penaltıydı. Yunus Yıldırım çalamadı...
Son dakikadaki hatasına rağmen Gordon’daki denge ve kademe anlayışı övmeye değerdi. Cisse, ön liberoda, o da stoperde olunca İbrahimler solda ve sağda defansif anlamda 0 hata ile oyanayınca, Rüştü 80 dakikayı rahatça geçirdi. Fakat beraberlik golü onun eseriydi. Genç Gordon’un performansına bakıp, milli takım düzeyindeki stoperlerin sezon boyu süren hatalarını hatırlayınca aklımıza alt yapılardaki eğitim yetersizliğimiz geldi. Maalasef bizimkiler duygularıyla, diğerleri pozisyon bilgileriyle oynuyor.
Önemli maçtı. Tello yoktu, Aydın vardı. Pek çok yıldız abisi olmasına rağmen (!) anahtar genç futbolcudaydı. Yeterince güçlü gözükmese de çok iyi oynadı Tello gibi, Alex gibi öldürücü paslar attı. Takımını hem rakip sahaya, hem de gole taşıdı.
Güç, devamlılık ve sürat açısından üst düzeyde olan ancak topla ilişkisinde saçma sapan işler yapan Holosko, golü attığı 60. dakikaya kadar gol olabilecek 5 pozisyonda ya pası veremeyen ya da topu alamayan oyuncuydu. İyi niyetinin karşılığını aldı.
82. dakikaya kadar izlediğimiz en dengeli Beşiktaş’tı. Cisse sakatlandı, göbek boş kaldı. Kartal nefes alamadı. Beşiktaş gol yemediği her maçı rahatça kazanabilir.

YORUM YAZ