MENÜ

Bu bir Servet!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Takımın en iyisi Souleymanou, Ümit’in kolayca tutulacak ya da kornera atılacak topunu sektirince 65’ten beri rakip sahada oynayan Servet herkesi ipten aldı.
Coşku yok, tempo yok, bilinç yok, Lincoln yok, Feldkamp yok; Barış ve Sabri 11’de, onlar da yok! Galatasaray, rakip sahada oynuyor gözükse de, pozisyon üretmekten uzaktı. Son pasları hiç yapamadılar, rakip ceza alanında alanları paylaşamadılar. Uzaktan şutlarda da saçmaladılar. Hele 18. dakikada korner kullanılır ve 6 uzunla rakip ceza alanında bulunulurken, topun 25 metre geriye oynanması ve Sabri’nin şutuyla gol aranması hem kişisel, hem takım taktiğinin yerlerde süründüğünü gösteren önemli bir örnekti. Denizli mütevazı kadrosuyla oyunu ileride tutmaya çalışırken, J.Cesar hiçbir Sarı-Kırmızılı’nın yapamadığını yaptı, ters tarafta boş pozisyondaki Hasan Yiğit’e ‘pas’ attı; Galatasaray’a santra yapmak kaldı. Onca maç eksiğine rağmen oyun zekası ve tecrübesi yüksek Okan, ön direğe yaptığı doğru koşuyla Arda’nın güzel pasının hakkını verdi, krizi bir süreliğine sona erdirdi. Galatasaray’ın şansı yanındaydı, rakip defansın iki önemli adamı Kratochvil ve Bülent sakatlanarak oyun dışı kaldı.
Ahmet Akcan kilit çözecek pasörleri yanına alırken, Nonda’yla Servet’le ceza alanındaydı. Galatasaray’ın gol atma şansı şişirme toplar ya da karambollerdeydi, beceremediler. Ümit ve Servet arkadaşlarından farklı, Galatasaray çok şanslıydı.

YORUM YAZ