MENÜ

Altın puan

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bu sıcağa kar dayanmazdı. Golden sonra çekildiler. Orta sahada 3 pas yapmadılar, hücuma hiç 5 kişiyle çıkmadılar. Olağanüstü savunma yaptılar ancak Denizli geldiğinden bu yana en coşkulu futbolu oynayan Beşiktaş’a bir anlamda davetiye çıkardılar. Bobo da şahane yükselip, şahane vurdu.
Beşiktaşlılar sağdan gittiler, soldan gittiler, çoğunlukla Tello’nun ortalarıyla ceza alanına girdiler. İlk 45’te pozisyon da, gol de üretemediler. Ernst’in ceza sahası dışından vuruşu ile, Yusuf’un cılız kafa şutunu sayarsanız değişir. Asıl sıkıntı son paslardaki beceriksizlik, acelecilik ve birbirini iyi tanımamaktan kaynaklanıyordu. Trabzon’un savunma başarısı da birbirini tamamlamaktan.
Nitekim bundan 17 hafta önce sahaya çıkan Beşiktaş’ın 11’indeki 6 oyuncu değişikken, Trabzon kadrosuna Tolga’nın yerine Sylva, Serkan’ın yerine Yattara girmişti.
Savunmayı hep birlikte yapma inadı ve disiplin Trabzon’un aradığı fırsatı getirecekti. Cale, Sivok ve Gökhan’ı hat üstünde kaçarken yakaladı, doğru koşan, topla doğru yerde buluşan Gökhan Ünal’a topa dokunmak kaldı. Atamayan yedi!
Eğer Umut, Beşiktaş’ın bir kez daha hata yaptığı 40. dakikada topu iyi kontrol edebilse maç kazanılacak, şampiyonluk için en önemli deplasman kolayca aşılacaktı.
Beşiktaş Denizli’nin geldiği günden bu yana en derli toplu, en tempolu futbolunu oynarken skor üstünlüğünü yakalayan Trabzonspor, karşı kale yok gibi davrandı. Rüştü yediği gol dışında kariyerinin en rahat maçını oynadı.
Yitirilen 2’şer puan var ama kazanılan da birer. Kimin kazanıp kimin kaybettiği sezon sonunda anlaşılacak.

YORUM YAZ