MENÜ

2 yıl uzatılamaz

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Havuz probleminin çözümüne ilişkin iyi niyetli girişimin federasyonun sonunu hazırladığını, en erken 3-4, en geç 1 sene içinde futbolumuzu olağanüstü genel kurulun beklediğini yazalı çok olmadı... Çok iyi niyetli idiler... 4 büyükleri zarara uğratan bir dağılım modeli olmasa da, hatta kimilerine daha fazla gelir sağlayacak olsa da (hatta 4 büyüklerin büyüklüklerini de tartışmaya açacak bir şekilde), tavır incitti bir kez 4 büyükleri... Emri vaki ile onlara haber verilmeden alınan genel kurul kararı onları bir kucaklaştırdı ki o kadar olur! Dersiniz ki, onlar ezeli rakip değil, ebedi dost! Futbol Federasyonu yöneticilerinin 4 büyüklerin zararlarını federasyon bütçesinden tazmin etme garantisine bile hayır demeleri, amaçlarının üzüm yemek değil bağcı dövmek olduğunu gösteriyor... Artık, federasyonun gidiş süreci resmen başladı maalesef... Maalesef, çünkü iyi niyetlerinden zerre kadar kuşkum yoktu... Şikeyle, şiddetle mücadele konusunda bir öncekine göre çok daha fazla kafa yordular, uğraştılar, bütçeyi artırmaya çalıştılar, ama en önemli konuda, “hukuk uygulamalarında” sınıfta kaldılar! Öncelikle futbol federasyonunu yöneten herkesin bilmesi gereken ve geçmişte rekabet kurulu tarafından alınmış, “Naklen yayın sözleşmesininin 4 yıldan fazla olmasının rekabete aykırı olacağı” görüşü var. Sevgili Cemal Ersen bugün (dün) futbol federasyonunun Digiturk’le sözleşmeyi 2 sene uzatma girişiminin rekabet kurulu tarafından reddedilmesinin sözkonusu olduğunu yazdı... Hoş, rekabet kurulu ne karar verirse versin, federasyon çile çekecek... Birincisi rekabet kurulu bu talebi reddederse, sözleşmesi uzatılmayan Digiturk senede 7 milyon dolar ekstra para vermeyecek, federasyonun kendi bütçesinden telafi etmeyi düşündüğü gelirlere bütçe yetmeyecek. 4 büyüklere telafi için verilecek paralar, yatırım için federasyondan ödenek bekleyenlerin hayallerini götürecek. Rekabet kurulu “evet uzatabilirsiniz” derse bu kez medya devleri isyan edecek. Diyecekler ki; “Biz ihaleye girip alacaktık. 4 senelik sözleşme yatırımımızı karlı bir hale getirmiyordu. 6 senelik olsaydı biz alırdık”. Ya da, “Biz yatırım planımızı sözleşmenin bitişine göre yapmıştık. 3 sene sonra havuz gelirini artıracaktık”. Kimse gık diyemez! Hukuki olan her şeyin ahlaki olamayacağını biliriz ama ahlaki açıdan doğru da olsa hukuksuzluğa göz yumulamaz... Hukukçular bu işi böyle yaparsa, hukukçu olmayanlar ne yapmaz... Levent Bıçakcı “hukuk doktoru”. Şekip Mosturoğlu avukat... Biri başkan, biri asbaşkan... Federasyon yönetimi hukuk kurulunun tavsiyesini dinlemiyor! Mali Genel Kurul’da alınan karardan sonra 4 büyükler mahkemeye müracaat ettiler... Yani havuz dağılım modeline ilişkin alınan karar mahkemelik... “Federasyonun hukuk kurulu”, “Mahkeme sonuçlanana kadar yapılacak dağılımdan yönetim kurulu üyeleri olarak şahsen sorumlu olursunuz. Parayı yeni modele göre dağıtmak suç olur” diye görüş bildirmiş... Buna rağmen Levent Bıçakcı çıkıyor televizyona, “Yapacağız” diyor. “Fransa’yı inceledim, İngiltere’yi inceledim. Bizim için en uygunu budur” diyor, Hasan Doğan, “Kararımız kesindir. Uygulayacağız” diyor. Şekip Mosturoğlu gık demiyor... Altyapısı, kamuoyu hazırlanmadan yapılan havuz modeli, Anadolu kulüplerinin “alan da kaçan” zihniyeti, 4 büyüklerin “hep bana rabbena” direnişi, bu federasyonu götürecek! Ya yayıncı kuruluş vazgeçerse Digiturk’ün ödemede yaşadığı sıkıntılar sebebiyle vermiş olduğu teminat mektubu nakde çevrildi. Yani 2 aydır yönetim kurulunun ihaleye çıkma hakkı dahi var. Hak mı desek, görev mi desek bilmiyorum ama sorumluluklarını biliyorlar. Bugün yayıncı kuruluş “Ben vazgeçtim derse, ya da para ödemiyorum” federasyon yönetimi kendini nasıl kurtarır. Bir ihale ne kadar zaman alır? Yayını kim kaça alır? Güç artık kimde, federasyonda mı, yayıncı kuruluşta mı? Ne risktir, neye kumar denir? Kimi zaman, hatta çoğu zaman söz imzadan değerlidir... Ama böyle durumlarda, bütün yatırımı söze güvenerek riske atmaya ne denir? Olmaz olmaz demeyin, çünkü olmaz olmaz! Samim Ünan’ın istifası Tahkim Kurulu ve federasyon yönetiminin görüş ayrılıklarını defalarca yazdık. İkisini de eleştirdik. Kendisiyle ropörtaj yapan tek gazeteci olarak Tahkim Kurulu Başkanı’nı Samim Ünan’ın “iş yoğunluğu” gerekçesiyle istifa etmesini garipsedik... Yeni Tahkim Kurulu Başkanı’nın Levent Bıçakcı’nın mütevelli heyeti üyesi olduğu Kadir Has Üniversitesi’nin bir üyesi olmasını garipsemedik de, diğer tahkim kurulu üyelerinin hiçbir reaksiyon vermemesini garipsedik. İnşallah “hukukun üstünlüğü” hep korunur. Ne diploması? Şu diploma işi iyi olmadı mı ne? Biliyorsunuz yeni yasa lise mezunlarının başkan olma dönemini bitirdi. Üniversite diploması bir işi yapabilme ehliyeti, bir alandaki uzmanlık belgesi... O üniversite diploması Ulusoy’da yok ama onun ehliyeti var. Bu yönetimin kritik kararlarına imza atan yöneticilerin diplomaları var ehliyetleri yok, maalesef! Ehliyetli, üniversite mezunu bir başkan aranacak. Yakında...

YORUM YAZ