Zafer Solomon'un

Fenerbahçe’den çok ilk maçta potasında 100 sayı görüp 28 sayı fark yiyen Türk Telekom’un neler yapacağı merak ediliyordu. Fenerbahçe’nin kusursuza yakın oyunu karşısında hiçbir varlık gösteremeyen Başkent ekibinin, istediği ve konsantre olduğu zaman savunmacı kimliğe bürünen rakibi karşısında atarak kazanamayacağı belliydi. Ama onlar yine savunarak değil, El Amin’in omuzlarına binerek kazanmayı denedi. El Amin her ne kadar 33 sayı atsa da, zafer yine Solomon’un oldu. Türk Telekom’lu oyuncular onun tuzağına düştü. Sakin karakterli ve tecrübeli Tutku ve El Amin, çileden çıktı, kontrolü kaybetti, Solomon da şovunu yaparak takımını galibiyete taşıdı.
Telekom oyuncuları ve benchinde aşırı bir sinir hakimdi. Zararlı çıkan da kendileri oldu. Hiç savunma yapmadan, rakibi adeta seyrederek 27 dakikada 70 sayı yediklerini unutup, suçu hakemde aradı Tutku, Ercüment Sunter de ona uydu, maç da orada koptu zaten. Hakem belki bir faulu çalmamış olabilir, ama Tutku’nun takımını çok büyük önem taşıyan 3. maçta yalnız bırakmaya hiç mi hiç hakkı yoktu. İki maçta da 100’er sayı yiyen bir takımın gösterdiği aşırı reaksiyon kendi zaafını örtbas etmeye çalışma psikolojisiydi tamamen.
Fenerbahçe ise bildiğiniz gibiydi. Yine hücumda inanılmaz bir yüzde ile şut attılar. Sadece savunmaları düşmüştü. Ama 40 dakika boyunca kovalanan taraftı Fenerbahçe takımı, kararlı, kendinden emindi.
Solomon, El Amin’i tutamasa da, 23 sayı ve 6 asistle oynadı, en önemlisi de rakip oyuncuların psikolojilerini fena halde bozdu. Hatta El Amin öylesine kendini kaybetmişti ki, faul attıktan sonra bench’te oturan Solomon’a doğru küfür etmesi nasıl bir ruh halinde olduğunun göstergesiydi. Mirsad’ın son bölümleri saymazsak neredeyse yüzde yüzle attığı şutların yanı sıra, Kinsey’in kritik anlarda yaptığı penetreler üzerinden bulduğu basketler ve yaptığı asistler geceye damgasını vurdu.
Maçın özeti şuydu: Fenerbahçe, yine her hattıyla hiç zorlanmadan, karşısında bir direnç görmeden potaya gitti, şampiyonluk yolunda da büyük avantaj elde etti. Gerçi Telekom da, hücumda normal standartlarına ulaşıp 87 sayı atsa da, savunma yapılmadan kazanılamayacağını artık anlamalı.
Taraftarın coşkusu takımı adeta uçurdu, planlı bir hareket miydi bilmiyorum ama salona gelen Hidayet’ten övgü dolu sözlerle bahsedilip anons edilmesi, tribünlerin onu ayakta alkışlaması, salonlarımızda görmeye alışık olmadığımız jestlerdendi.