Telekom hayata tutundu

Fenerbahçe’nin 2-0 önde olmanın getirdiği rahatlıkla Ankara’ya geldiği belli olurken, Türk Telekom da ya tamam, ya devam maçına çıkıyordu. Başkent ekibi kaybettiği taktirde psikolojik olarak da dibe vuracak, tekrar ayağa kalkması imkansız hale gelecekti.
İstanbul’daki ilk iki maça oranla farklı bir karakterde başladı oyun. Fenerbahçe özellikle savunmada hiç konsantre değildi. Telekom ilk 11 hücumun 10’unda isabet buldu. En ufak bir yaratıcı özelliği olmayan ve asist yardımı almadan skor üretemeyen Lang’in ilk yarıda çoğu smaç olmak üzere 9/9 isabet oranı ile tam 21 sayı atması, Fenerbahçe savunmasının ne kadar darmadağın olduğunun bir göstergesiydi. El Amin, her denemesinde defansı deldi, ya kendi attı, ya attırdı. (17 sayı, 6 asist).
Bazı maçlar sert, bazı maçlar daha yumuşak oynatılır, aslolan düdüklerdeki standarttır. Dün temasa yani sertliğe fazla izin verilmedi, bu durum hücum takımı olan Telekom’un daha çok işine geldi ama her iki takım için de standtart ve tutzarlı düdükler çalındı. İkinci yarıda ise Ömer Aşık’ın bireysel performansı ve yaptığı 6 bloğun yanı sıra, El Amin’i tutma görevini üstlenen James White’ın başarısı, Telekom’un hücum düzenini bozdu. Ayakları çok çabuk olan White rakibine geçilmezken, uzun boyu nedeniyle El Amin’in şutlarını da engelledi. Fener geriden gelip maça ortak oldu ama Dudley, Lang’in bıraktığı yerden devam edince Başkent ekibi hayatta kalmayı başardı.
İlk iki maçta olağanüstü bir şut yüzdesiyle oynayan Fenerbahçe, Ankara’da normal standartlara inip, savunmasını da düşürünce son iki yıldaki ilk final mağlubiyetini aldı. Fener’in en skorer oyuncuları Ömer Aşık (16) ve Semih (13) olduğunu gördüğümüzde, hücumun da ne kadar evlere şenlik olduğu ortaya çıkıyor.