MENÜ

Nefesimiz yetmedi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Ligin en çok asist yapan, en çok sayı atan, yani en iyi hücum yapan takımı olan Real Madrid’i İspanya’da yenebilmek için, onları düzenden çıkarmak, istedikleri tempoyu vermemek, yani tekerlerine çomak sokmak gerekiyordu. İvkovic ve Efes’in planı, bu müthiş hücum organizasyonunun en önemli parçaları Fernandez (Maç başı 13 sayı), Rodriguez (11 sayı) ve Llull’un (10 sayı) etkinliğini azaltmaktı. Bunda da fazlasıyla başarılı oldular aslında. Bu üçlü kullandıkları 27 şutun tam 21’ini kaçırdı. Belki de bu yılın en kötü hücum performansını sergilediler. Ama maçı 11 sayı geriden gelip kazanan da Real Madrid oldu. Buna, o kaçan şutların hücum ribauntlarını almaları ve ekstra oyunculardan, ekstra performans bulmaları neden oldu. Düne kadar maç başına 4 sayıyla oynayan Rivers, savunma konsantrasyonunun diğer
yıldızlarda olduğu maçta, bulduğu boş meydanı çok iyi değerlendirdi, 7 üçlüğün 6’sında isabet bulup, kariyer rekoru kırdı.

15-0’lık seri

İlk yarı herşey yolunda gidiyordu. Efes kenardan gelen Heurtel (devrede 7 asist), Cedi Osman, Lasme ve Sariç’ten müthiş katkı aldı. 27-23 geri düştükten sonra 15-0’lık seriyle 38-27 öne geçip, soyunma odasına da 43-35 önde gitti. Real’in ikinci yarıya agresif ve saldırgan başlayacağı belliydi. Efes buna hazır olarak başlamadı. Hücumda hiçbir oyuncu devreye girmeyince, ilk yarı 43 sayı atan takım, ikinci yarı 28 sayıda kaldı.

Hakemlerden çifte standart


Hakemlerin çifte standartını da atlamamak gerekiyor. Euroleague’i yöneten İspanyollar’ın destek göreceği aşikar ama sahadaki basketbol yetenekleri kadar ‘teatral’ gösterileri de çok iyi yapan, bu nedenle herkes tarafından antipatiyle karşılanan İspanyol oyuncular, hakemlerden aşırı ‘sempati’ görüyor maalesef! Her düdüğe itiraz ettiler, Sariç kendisine yapılan bariz faule ‘gık’ dedi, teknik faulu aldı. Bu bile çifte standartın göstergesiydi.

YORUM YAZ