MENÜ

Ne de olsa Fenerbahçe!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Top 16’da ilk 5 maçını kazanan Fenerbahçe, Sloukas ve Antiç’ten yoksun olarak gelmişti Anadolu Efes deplasmanına. Rotasyon zaten dardı, Obradoviç de ilk 25 dakikayı neredeyse 5 kişiyle oynadı. İvkoviç bütün oyuncularını sahaya sürüyor, kontrolü de sürekli elinde tutuyordu. Yorulan Fenerbahçe karşısına farkı 9 sayıya çıkaran Efes’in rahat bir galibiyet alacağı havası hakimdi salonda. Ama Obradoviç bir anda, geride kalan 25 dakikada hiç düşünmediği Melih, Kaliniç ve Barış’ı sahaya sürünce, maçın rengi de bir anda değişti. Bu yıl hiç görmediğimiz bir beş vardı sahada. İlk kez Bogdanoviç oyun kurucu pozisyonuna geçti, Melih girer girmez Efes potasını üçlük bombardımanına tuttu, Kaliniç ters eşleşmelerden skor üretti, Fenerbahçe 9 sayıdan gelip bir anda öne fırladı. Bu şaşırtıcı taktik, en çok da İvkoviç’i şaşırttı. Kısalarından (Heurtel-Granger toplam 3/18 ile şut attı) hiç katkı alamayan, Doğuş’un oyunda olduğu anlarda savunma performansı ile skoru sürükleyen Efes, 4. periyotta hiç birşey üretemedi. Bu yılki en iyi performanslarından birini sergileyen Tyus’un neden bu kadar az süre aldığı, takımın ateşleyici gücü olan Cedi’nin en kritik anlarda kenarda olması da soru işaretiydi Efes açısından.

Sonuçta Obradoviç’in elindeki oyuncu kadrosu Efes kadar zengin değildi ama hepsinden bir şekilde maksimum verim almayı başardı. Özellikle Melih’in 14 dakikada 4’ü üçlükten olmak üzere attığı 14 sayı, bütün dengeleri alt üst etti. Sezon başından bu yana ‘üvey’ evlat muamelesi gören Melih, bundan sonra ‘öz’ evlat mertebesine terfi eder diye düşünüyorum.

YORUM YAZ