MENÜ

İşte rakibimiz Siena...

Abone Ol Google News

Sezon başı yapılan analizlerde Montepashci Siena, kimse tarafından Final-Four adayı gösterilmiyordu. Oynadıkları 20 maçın 14’ünü kazanmalarına, evinde ise sadece 1 mağlubiyet (CSKA Moskova 66-69) almalarına rağmen, doğma büyüme Sienalı olan, Siena altyapısından yetişip 1.5 yıldır takımın başında bulunan coach Simone Pianigiani’ye göre de, kendilerini favori hissetmiyorlar. Neden favori olmadıklarına döneceğiz, önce Siena’nın yakın tarihine bir bakalım.
2001 yılına İtalya’da vasat takımların başında gelen, en iyi derecesi lig altıncılığı olan Siena, Ergin Ataman’ı takımın başına getirmesiyle, kaderini de değiştirdi. Yıllardır yaptığı doğru organizasyonla altayıpıyı oluşturan Siena yönetimi, kendini hazır hissettiği anda hamle yapmaya karar verirken yola Ataman’la çıktı. İlk sene Saporta Kupası şampiyonluğu geldi, ikinci yıl Mirsad Türkcan takviyeli Siena, Euroleague’deki ilk sezonunda Final-Four oynama başarısı gösteren 2. Avrupa takımı olup tarihe geçti. Ardından coach Carlo Recalcati ile 2. Final-Four başarısı ve ilk İtalya Ligi şampiyonluğu geldi 2004 yılında. Geçen yıl da ULEB Kupası’nda yarı final oynayıp, kendi liginde şampiyon olan Siena, az zamanda çok iş başardı. Fenerbahçe’ye oranla o seviyelerde oynama ve başarı gelenekleri çok daha fazla.

Haberin Devamı

Neden favori değiller?
Gelelim, neden Piangiani’nin kendilerini favori hissetmemesine. Ellerindeki kadroya baktığımız zaman haksız sayılmaz. Yıldız seviyesindeki en önemli oyuncuları Litvanyalı Kaukenas’tı, o da sezonu kapadı. Ama aldıkları sonuçlara bakacak olursak, bu sakatlıktan hiç etkilenmediler, çünkü takım oyunu oynuyorlar, bunu da en iyi yapan ekip konumundalar Euroleague’de.
7 ya da 8 kişilik bir rotasyon kullanıyor genç coach Piangiani. Oyun kurucuları Mcİntryee ve İlievski tehlikeli oyuncular ama bir Solomon ayarında olduklarını söyleyemem. İki forveti Sato ve Thornton, bireysel olarak çok yetenekli olmasalar da, özellikle müthiş bir fizik gücüne sahipler. En bilinen oyuncuları Ksistof Lavrinoviç. O da oyuna sonradan katılıyor. İki uzunu Ben Eze çok güçlü ve çember altında etkin. Stonerook ise dış şut tehditi olan ve dışarıdan oynayabilen hareketli bir pivot. Uzun oyuncu savunmasında eşleşme sorunu yaşanabilir Siena önünde. Belki alan savunması yine tercih edilebilir. Ama, Euroleague’in en az ribaunt alan takımı (27.7) karşısında Fenerbahçe’nin çember altında üstünlük sağlamasını bekliyorum.

Haberin Devamı

Fener Siena’yı eler mi?
Siena’nın en korkutucu yanı ise savunmadaki saldırganlığı, pas yollarını kapayıp rakibi normal oyun düzeninden çıkarması. Partizan maçında 29 top çalıp rekor kıran İtalyan ekibi, genelde de maç başına 15 ile bu alanda ligin zirvesinde. Aynı zamanda kupanın en az top kaybeden ekibi (11.6). Yani topun değerini çok iyi bilen, hücumda en doğru şutu bulana kadar sabreden, basketbolu çok doğru oynayan bir takım. İtalya Ligi’nde 27 maçın 25’ini kazanmasının ve Euroleague’de buralara gelmesinin en önemli nedeni de bu. Uzun zamandır beraber oynamaları da bir artı. Bakalım Fenerbahçe evindeki 10 maçta sadece 1 kez yenilen Montepashci’ye bu seride 2. iç saha mağlubiyetini yaşatabilecek mi. 10 günde oynanacak 3 maçlık seride, dar rotasyonlu Siena’ya oranla, Fenerbahçe’nin daha geniş ve yetenekli kadrosunun avantaj sağlayacağını ve Final-Four için daha şanslı olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı
YORUM YAZ