MENÜ

Haydi Efes, haydi Daçka

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Olympiakos-Anadolu Efes eşleşmesi artık bir Euroleague klasiği haline geliyor. İki takım arasında yıllardan bu yana süren bir rekabet var. Euroleague’de tam 29 kez karşı karşıya gelmişler. 14’ünü Efes, 15’ini Olympiakos kazanmış. En son Play-Off eşleşmesinde, Anadolu Efes Atina ekibini çok zorlamış ama saha dezavantajı nedeniyle 3-2 ile elenmişti. Şimdi rövanşı alma fırsatı geldi Efes’e... Sezona kötü başlayan ancak son 10 maçın 8’ini kazanarak bitiren bir Efes var. Olympiakos ise son 5 maçın 4’ünü kaybetti. Biri çıkarken, biri iniyor. Tabii ki Play-Off’ların havası farklı olur ama ortada da farklı form grafikleri var.

Efes, Atina’yı seviyor

Atina’da maç kazanmak kolay değil belki ama Efes’in de en çok sevdiği deplasmanlardan biridir Atina... Son 5 yılda iki şampiyonluk yaşayan Olympiakos, tecrübesi ve saha avantajı ile bir adım önde. Özellikle Spanoulis ve Printezis ikilisi, kötü de oynasalar bir şekilde kazanmanın yolunu bulabiliyor. Bu zamanları da çok seviyorlar... Pota altı rotasyonları bana göre Efes’e oranla zayıf. Ama Spanoulis, Mantzaris, Green ve sonradan gelen Waters’la beraber yine kısalar üzerinden oyuna hakimiyet kuruyorlar.

En önemli görev Doğuş’ta

Heurtel’in savunma zaafiyeti gözönüne alındığında burası bir handikap gibi görünüyor. Efes’in artıları ise Olympiakos’un aksine hızlı oynaması, oyuncuların atletik üstünlükleri ve pota altında sağlayabilecekleri ribaunt hakimiyeti... Çabuk oynamak beraberinde top kayıplarını getiriyor. Efes top kayıplarına dikkat eder, tempoyu istediği seviyeye çekebilirse, Atina’dan bir sürpriz çıkarabilir. Burada en önemli görev de Doğuş’a düşecek. Rakip oyun kuruculara yapacağı baskı ve onları düzenden çıkarmak serinin kilidi olacaktır.

Daçka’nın işi zor

Darüşşafaka Doğuş ilk kez Play-Off oynayacak. David Blatt yönetiminde iddialı bir kadro kurdular ama son anda burnu uzatıp finiş çizgisini geçebildiler. Daçka ligin en az asist yapan takımı ve genelde birebir üzerinden oynuyorlar. Wanamaker, Clyburn ve Wilbekin’ın bireysel çabaları ile hücumda organizasyon sağlıyorlar. Real de benzeri bir basketbol oynuyor. Ama bu, onların çok iyi bildiği ve becerdiği bir iş. Geçen yıl Play-Off’ta elenen Real, Rodriguez’i kaybetmesine rağmen 18 yaşındaki Donçiç’in büyük çıkışı, pota altında yaptıkları Randolph ve Hunter hamleleri ile çok güçlendiler. Normal sezonu birinci bitirmeleri de tesadüf değil. Darüşşafaka’nın, böyle bir takımı üç kez yenebilmesi zor bir ihtimal. Real turun favorisi ama basketbolun büyük sürprizlere de açık olduğunu unutmamak gerekiyor.

YORUM YAZ