MENÜ

Gönülsüz bindiler, zor indiler

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe, Euroleague şampiyonu olup tüm Türkiye’yi sevince boğarken, bu haklı zaferin kutlamalarını da layığıyla yerine getirdi. Bütün bir sezon boyunca verilen emeğin, akıtılan terin karşılığı fazlasıyla alınmıştı çünkü. Çalan son düdük sonrası saha içinde, ardından soyunma odasında, ardından gece kulübünde devam eden eğlenceler, Bağdat Caddesi’nde son buldu.
Takım mutlu ama bir o kadar da yorgundu.

Şampiyonluğun ardından bütün oyuncular, yaklaşık bir saat, yüzlerce basın mensubunun sorularını yanıtlamıştı. Ertesi gün ise FB TV’nin yayınına çıktılar, ardından medya gününde, Türk basınının karşısına...

Yine yüze yakın basın mensubu oradaydı. Hiçbiri üşenmeden, tek tek herkesin sorularını yanıtladı. Bir saatin üzerinde bir zaman diliminde basına demeç üzerine demeç verdiler. Fiziksel ve mental yorgunluğun üstüne, konuşmaktan, ne konuşacaklarını düşünmekten de bitkin düştüler. Ama tatlı bir yorgunluktu bu...

Rötar işin tuzu biberi oldu

Ardından, Bağdat Caddesi turu için hazırlıklar başladı. Bazı yabancılar otobüse binmekte gönülsüzdü. Hem yorgunlardı hem de kendilerini ne beklediğini tam olarak bilmiyorlardı. Belki de yol kenarında kendilerini bekleyen bir kaç taraftara el sallayıp, geri döneceklerini, bu arada da trafikte saatlerce zamak kaybedeceklerini düşünüyorlardı.
Takımı taşıyacak olan üstü açık otobüsün arızalanmasıyla bir saatlik rötar oluşması, işin tuzu biberi oldu.

Ama tur başladıktan sonra herşey değişti. Sezon boyunca kendilerini destekleyen binlerce Fenerbahçe taraftarı, saatlerce onları Bağdat Caddesi’nde beklemişti. Ellerde meşaleler, dillerde şarkılar... Taraftar da yorgundu belki ama bu tarihi zaferi doyasıya kutluyordu.

Taraftar takıma gitti

Kalabalık bir grup, buluşma yeri olan Şaşkınbakkal’da uzun süre otobüsü bekledi. 20.00’de Ülker Arena’dan ayrılan otobüs, 22.30 olmasına rağmen Şaşkınbakkal’a gelememişti. Taraftar daha fazla sabredemedi, takım trafik nedeniyle gelmeyince onlar otobüse yürümeye başladı. Büyük buluşma ise Suadiye’de gerçekleşti... Bir baktık ki, o coşkuyu gören Fenerbahçeli basketbolcular, tavandaki kapıyı açıp otobüsün üstüne çıkmıştı. En önde Datome, Bogdanoviç ve Melih. Arkada ise Amerikalılar Udoh, Nunnally, Dixon ve Bennet taraftarla beraber tezahürat yapıyor, dans ediyorlardı.

Udoh gazeteci gibi

İtalyan Gigi Datome o kadar mutluydu ki, yerine duramıyordu. ‘Kendimi Roma’da halkı selamlayan Papa gibi hissettim’ diyen Datome, hayatının en mutlu anlarından birini yaşıyordu.
Takımın maskotu Bobby Dixon, arkaya oturmuş hem kendisine atılan atkı ve tişörtleri imzalıyor hem oturduğu yerden dans ediyordu. Final-Four’un kahramanı Ekpe Udoh’un ise derdi başkaydı. MVP seçilen Udoh’un Türkiye’ye getirdiği ve bütün bir sezon Fenerbahçe’yi takip eden Amerikalı bir fotoğrafçısı var. Büyük olasılıkla bir belgesel hazırlayacak Udoh. O, hem eğlendi hem de çalıştı. ‘Euroangel’ adlı blog sitesi bulunan Udoh, takım arkadaşları ve kendisiyle röportaj yapan gazetecilerle röportaj yapıyor. Basın toplantılarına katılıp coach ve takım arkadaşlarına sorular soruyor. Basketbolu bırakırsa büyük olasılıkla medyada çalışacak gibi... Fotoğrafçısı Rafael’le beraber sürekli çekim yaptı, coşkuyu filme aldı.

Obra duruma el koydu

Bogdanoviç ise sürekli gülüyordu. Zaten sürekli mutlu bir yüz ifadesiyle dolaşan Sırp yıldız da hayatının en önemli deneyimlerinden biri yaşıyordu belki. Otobüsün içinde kalanlar da, ilk defa edindikeri bu hayat tecrübesinin keyfini çıkarıyordu. Belki biraz gönülsüz binmişlerdi ama otobüsten zorla indiler. Tur sabaha kadar sürse, sabaha kadar otobüsün üstünde dans edecek enerjiyi almışlardı taraftarın sevgisinden. Otobüsteki bir isim ise bu gururu yaşarken, bir yandan da işini düşünüyordu. Onun aklında Tofaş maçı vardı. Daha bir antrenman bile yapamamışlardı Play-Off maçı için. En sonunda dayanamadı ve taraftara seslendi gülen bir ifadeyle, “Lütfen yolu açalım. Yarın (bugün) antrenman var ve oyuncuların uyuması lazım” dedi. Ardından rüya gibi gece sona erdi.

Yorgun ama mutlu bir şekilde...

YORUM YAZ