Doğruları yapınca...

Bütün oyuncular, Almanya ve Hırvatistan maçları sonrası yenilgilerin onları kendilerine getirdiğini söylüyordu. Londra’daki turnuva sonrası biraz ayakları yerden kesilir gibi olmuştu. Durum sahaya çıkarkenki hallerinden de belli oluyordu. Bu şartlar altında oynanan Büyük Britanya karşılaşmasında çok farklı bir görüntü çizdi A Milli Basketbol Takımı.

Gerçi Ada ekibi zaten bizim ayarımızda değil, bir de Betts ve Freeland gibi iki en önemli oyuncularından yoksun olarak karşısıNa çıkınca 40’lık oluverdiler.
Tanjeviç, maçları bitirdiği beşle başladı bu kez. Ersan ilk kez ve sadece 4 numaralı pozisyonda oynadı.Daha önce de söylemiştim. Tanjeviç Polonya’da takımı farklı yönetecek. Hidayet ve Ersan minimum 30’ar dakika alacak. Son Britanya maçı da bunun göstergesiydi. Fazla oynamayacak takımla, rotasyona girmeyecek.
Girmemeli zaten.

Maç performansı çok kötü olan Tanjeviç, inadından vazgeçmezse Katowice’yi görmek hayal olur çünkü.
Baskılı ve sert başladığımız maçta ilk kez fast break sayıları ürettik. Bunları her zaman yapmaya mecburuz. Skor bulmakta çok zorlanacağımız için hızlı hücumlardan mutalaka 8-10 sayı sıkıştırmalıyız.
Yaşlı Femerling karşısında potayı göremeyen Ömer Aşık ve Semih, çember altında cirit attı. Hidayet’i Ersan değil, Bekir yedekledi.

Avrupa Şampiyonası’nda nasıl bir rotasyon içinde olacağımız aşağı-yukarı belli oldu. Yine kenar oyunlarından, süre dolarken kolay sayılar yedik. Daha konsantre olmalıyız, bir tane bile basit sayı yememeliyiz.
Şurası gerçek ki, Polonya’da başarılı olmak istiyorsak, dünkü gibi 40 dakika agresif, saldırgan ve baskılı savunma yapmalıyız. Bunu yaptığımız taktirde hücumumuz biraz daha rahatlıyor.
Şampiyona öncesi son sınavı verdik. Moraller bozuldu. Orada ne yapacağımız konusunda kimse bir şey söyleyemiyor. Daha bir tane bile iyi takım yenemedik.
Dün doğru basketbol oynadık. Ama doğru rakibe karşı değil. Umarız Litvanya’ya da aynı basketbolu sergileriz.