MENÜ

Geleceğe smaç atıyor

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

1966 yılından bu yana basketbol, voleybol ve masa tenisinde Türk sporuna büyük katkılarda bulunan Eczacıbaşı Spor Kulübü, Türkiye’nin en köklü kulüplerinden birisi... Çalışmalarını günümüzde tümüyle bayan voleyboluna yönlendirmiş... Eczacıbaşı Spor Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı, bunun nedenini şöyle açıkladı: “Kadın voleybolda yakaladığımız başarı hem bizim hem de Türk sporu için çok önemliydi. Kaynaklarımızı tek bir branşa yönlendirerek o alanda uzmanlaşmayı tercih ettik. Neden kadın voleybol derseniz, takım sporu olduğu ve yapısı bize uyduğu için diyebilirim...”

Amatör branşlar

Türkiye’de farklı spor dallarının ortaya çıkmasının ve sporun gelişmesinin uzun bir sürece dayandığını söyleyen Eczacıbaşı, “Herhangi bir destek olmadan bir yapıyı ortaya çıkarmak ne yazık ki mümkün değil. Biz yatırımlarımızı gelecek vaadeden ve olanakları kısıtlı olan alanlara yapmak istedik. Böylece hem imkân sağlayacak hem de birlikte büyüyecektik. Nitekim öyle de oldu, biz imkân sağladıkça başarılar gelmeye başladı” dedi. Türkiye’de özellikle amatör branşların, popüler spor dallarına göre desteğe ihtiyaç duyduğunu belirten Eczacıbaşı, “Spora yatırım yaparak Türk gençlerine bir fırsat vermiş oluyoruz. Aynı zamanda ülkemizde yetişen yetenekli sporcuların sayısının arttığını da görüyoruz. Her şeyden önemlisi altyapılara verilen önem ülke gelişiminde de çok büyük yer kaplıyor” diye anlattı.

Pozitif etki

İşin başından itibaren sadece maddi olarak değil manevi olarak da yatırım yaptıklarını vurgulayan Eczacıbaşı, şöyle devam etti: “En alttan başlayarak, taş üstüne taş koyarak takımlarımızı dünya kulüpleri seviyesine çıkardık. Özellikle kadın voleybol takımımız son yıllarda aldığı başarılar sayesinde, Eczacıbaşı adını uluslararası alanda birçok kez duyurdu. Sadece Türkiye’den değil birçok ülkeden bizleri takip eden taraftarlarımız var. Yurtdışında oynadığımız maçlarda takımımıza olan ilgi, başarılı bir şekilde nasıl dünyaya açıldığımızın bir kanıtı gibi. Sadece bu gözlemlemelerden bile, yaptığımız yatırımların kurumsal imajımıza daima pozitif yönde etki ettiğini söyleyebilirim.”

Spor okulları

Her sezon başında, Türkiye’de ve Avrupa’da şampiyonluğa oynayan kadrolar oluşturduklarını kaydeden Eczacıbaşı, “Başarıya ve geleceğe yatırım yapmak bizim için önemli. A takımımıza yapılan yatırımların yanı sıra altyapılarda da yeni atılımlar yapmaya başladık” dedi. Kuruluş amaçlarına bağlı kalarak sporcular yetiştirmeye devam ettiklerini ifade eden Eczacıbaşı, “Son iki sezondur Es Voleybol ile yaptığımız anlaşmayla ‘Geleceğe Smaç’ projesini yürütüyoruz. Türkiye’nin birçok ilinde Eczacıbaşı adını taşıyan spor okulları mevcut... Hedefimiz voleybolun daha fazla yayılmasını sağlamak ve yetenekli, eğitimli sporcular yetiştirmek” diye konuştu.

'Rekabetlerin artması yeni yatırımları çekecek'

Özel sektörün kâr amacı gütmeden bu işe yatırım yapması gerektiğini vurgulayan Faruk Eczacıbaşı, “Voleybol branşında özel sektöre bağlı takımların az sayıda olduğunu görüyoruz. Gençlere, sporculara destek vererek sporun gelişmesine katkıda bulunabiliriz” dedi. Rekabetin artmasının yeni yatırımları çekeceğini kaydeden Eczacıbaşı, şöyle devam etti: “Biz ne kadar iyi olursak, diğer kulüpler de bizim kadar iyi olmak isteyecektir. Bu mücadele de seviyemizi yükseltecektir. Ülkemizin sadece sporda değil her alanda dünya standartlarına ulaşabilmesi için çaba harcanması gerektiğini göz ardı etmemeliyiz. Desteklerin artması gelişimi hızlandırır. Mesela kulübümüzün ana sponsoru VitrA. Ayrıca şu anda Pegasus, Erikli, Dent Group, Koray Spor, Joma, Oto Plan, Hüppe, Allianz, Axa Sigorta ve bazı Eczacıbaşı kuruluşları ile sponsorluk anlaşmaları bulunuyor. Hepsine bize verdikleri destek için teşekkür ediyorum.”

‘28 şampiyonluğumuz bulunuyor’

Türkiye’nin en köklü kulüplerinden biri olduklarını söyleyen Faruk Eczacıbaşı, “Voleybolda ulaşılması zor rekorlara imza attık. Türkiye Ligi’nde 28 şampiyonluğumuz var, bunlardan 17’si üst üste kazanılmış...” dedi. Uluslararası turnuvalarda Türkiye’nin adını duyurmanın gururunu yaşadıklarını dile getiren Eczacıbaşı, şu bilgileri verdi: “İki kez üst üste kazanılmış Dünya Kulüpler Kupamız, Avrupa Şampiyonlar Ligi Kupamız ve Avrupa Kupa Galipleri Kupamız bulunuyor. Ancak en büyük katkının altyapılara verdiğimiz önem olduğunu düşünüyorum. Genç sporcuları yetiştirmek, onlara gerekli imkânları sağlamak Türk voleybolunun gelişmesine doğrudan katkı sağlıyor. Bunların yanı sıra rekabetin de bir etkisinin olduğunu söyleyebilirim. İyi takımlarla mücadele edebilmek için kulüpler daha fazla yatırım yapmaya başladı. Voleybola olan ilgi arttıkça bu yatırımlar da artacak.”

‘Yatırıma ihtiyacı olan birçok spor dalı var’

Türkiye’de popüler sporlara olan yatırımların her zaman daha yüksek olduğunu belirten Faruk Eczacıbaşı, şunları söyledi: “Ancak en büyük başarıları getiren branşlar, amatör branşlar. Alınacak daha uzun bir yolumuz var. Yatırıma ihtiyacı olan birçok spor dalı var. Biz onlara gerekli imkânları sağlamalıyız ki başarılar gelmeye devam etsin. Her şeyden önce spor aletlerinin ulaşamadığı okullarımız var. Oradaki çocuklara ve gençlere olanaklar sağlanmadığı sürece geldiğimiz nokta yeterli olmayacaktır. Bizler her fırsatta onların yanında olmaya çalışıyoruz.”

‘Kızlarımız, ‘Atatürk’ün Kızları’ olarak ilan edildi’

1980 yılında Avrupa’nın birinci kupası sayılan Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarıştıklarını hatırlatan Faruk Eczacıbaşı, “Dörtlü finallerde Nimse Budapeşte, Dinamo Tiran takımlarını yendik. Tek yenilgimizi Kızılyıldız takımından aldık ve turnuvayı ikinci sırada tamamladık. Bu, Türkiye’nin takım sporlarında aldığı ilk Avrupa ikinciliğiydi” dedi. Eczacıbaşı, şöyle devam etti: “O sene Atatürk’ün 100. doğum yılı kutlanmaktaydı. Başarıları sonrası kızlarımız, Türk basın ve yayın organlarınca ‘Atatürk’ün Kızları’ olarak ilan edildi. Bu hitap sadece kızlarımızı değil bizleri de fazlasıyla gururlandırdı. Avrupa ikinciliğinden sonra da zirveye tırmanmaya devam ettik ve birincilikler kaçınılmaz oldu.”

‘Kulüp kurulduğunda ben daha 13 yaşındaydım’

Faruk Eczacıbaşı, Eczacıbaşı Spor Kulübü’nün kuruluş öyküsünü ise şöyle anlattı:

“Nejat Bey ve Şakir Bey bir amaç doğrultusunda yola çıktıklarında ben daha 13 yaşındaydım. Kulübümüz resmi olarak 1966’da kuruldu ama temelleri aslında 1950’lere dayanıyor. Eczacıbaşı bünyesinde çalışanların katıldığı voleybol, futbol, tenis ve bazı diğer spor etkinlikleri düzenlenmekteydi. Şirketler arası turnuvalarda çalışanlarımızın başarıları, bir spor kulübünün açılması önerisini doğurmuş. O zamanlar Türkiye’de de pek çok spor dalı yeni yeni ortaya çıkmaya başlamıştı. Standartlar Avrupa’ya göre aşağılarda kalıyordu. Böyle bir ortamda, hem Türk sporunun gelişimine katkıda bulunmak hem de genç sporcular yetiştirmek için Eczacıbaşı Spor Kulübü kuruldu. Kurulduğumuz günden bu yana özellikle kadın voleybolunda önemli gelişmeler yaşandığını görebilirsiniz. Standartların yükselmesiyle diğer ülkelerin takımlarıyla mücadele edecek kulüpler oluşturduk ve hatta dünyanın en iyi kulüpleri arasına girdik. Zannedersem bu konuda çorbada epey tuzumuz var.”

‘Ağabeyim Bülent’le futbol oynardık’

Peki, Faruk Eczacıbaşı, hangi bireysel spor branşlarıyla uğraşıyor? Mesela aile arasında voleybol oynuyor mu? Eczacıbaşı’nın bu sorulara yanıtı ise şöyle oldu: “Ağabeyim Bülent’le birlikte oynadığımız maçlar çocukluk yıllarımızda kaldı. O zamanlar maçlarımız daha çok futbolla kısıtlı kalırdı. Sonrasında masa tenisi ile devam etti. Ben daha sonraki yıllarda masa tenisini bir süre ciddi olarak devam ettirdim. Ama bugün, mümkün olduğunca her gün düzenli olarak yapmaya çalıştığım sabah sporlarının ötesine geçmiyor.”

YORUM YAZ