Tudor'un kaderi

Her ne kadar Karabük performansı ve karizması ile doğru teknik direktör profili çizse de son 9 hafta öncesinde Başakşehir, Fenerbahçe gibi maçların olduğu süreç Tudor’un gelecek yıl için özellikle de yönetime karşı elinin güçlü olması açısından önemli. Henüz 3’lü savunmanın (ki birlikte oynama pratiği gerektirir) ideal oyuncularını bulamayan, Sneijder gibi özel oyuncularını bir türlü yüksek performansla kullanamayan ve geriye düştüğü bir maçı çevirmek adına rakibe yaptığı baskıyı organize hücuma çeviremeyen orta sahasını henüz oturtamayan Tudor için hiç kolay bir 9 hafta olmayacak.

Sneijder sıkıntısı

Amerika benim için iyi bir opsiyon diyerek ‘eğer güçlü bir kadro ve Avrupa kupası yoksa bende yokum’ mesajını üstü kapalı bi şekilde veren Sneijder de ayrı bir sıkıntı elbette. Evet birkaç maçta ağırlığını koydukoymasına ama 11 asistlik performansı özellikle 2-3 maç haricinde çok da parlak sayılmaz. Özellikle de Fenerbahçe, Beşiktaş derbilerinde beklenenin çok altında kalması, Tudor gibi maçları yıldızlardan ziyade takım performansı üzerinden kazanmayı seven bir teknik direktör için yeni sezonda ‘olmasa da olur’ mantığıyla hareket etmesine yol açabilir.

Kritik iki maç

Ve son olarak Sneijder için olduğu kadar takım için de 3 haftada oynanacak 2 maç hayati derecede önemli. Şampiyonluk hedefinden uzaklaşmış bile olsa bu derbilerin kazanılması hem özgüven açısından hem de Şampiyonlar Ligi’ne katılabilmek şansını elde etmek için büyük fırsatlar Galatasaray için. Ki bu hedef tutmasa bile 2 kez kaybedilen Başakşehir maçlarından sonra alınacak bir galibiyet ya da henüz derbi kazanamamış takımın kazanacağı bir Fenerbahçe maçı tüm endişelerin yok olması anlamına gelebilir.