Sadece adı derbi

Beşiktaş’ta Şenol Güneş, ilk kez hücum etmeyi beceremedi. Advocaat ise risk almak yerine garanti davranmaya devam etti. Hakem ise kontrolü kaybetmemek adına her pozisyonda faul çalıp, temponun yükselmesini engelledi.

Derbinin 45. dakikasındaki gerginlik, oyuncuların gösterdiği ilk hayat belirtisiydi. İlk 11’lere bakıldığında ‘Bu oyun benim oyunum, topla da ben oynarım’ diyen Şenol hoca; Oğuzhan, Tolgay, Kerim Frei ve Cenk Tosun gibi oyuncuları ilk 11’de tercih etti. Beşiktaş’ın topa hakim olduğu ve çok pas yaptığı maçlarda daha kolay galip geldiğini biliyordum. Gel gelelim Şenol Güneş, Beşiktaş’ın başına geldiğinden beri ilk kez hücum etmeyi beceremedi. 90 dakika boyunca Aboubakar oyuna girdiği ana kadar taraftarlarına gol atacakmış hissi veremedi. Fenerbahçe tarafında ise yapılan baskının sonucunda kazanılan toplar, kapalı Beşiktaş savunmasında bir türlü doğru kullanılamadı.

O pozisyon gösterdi

Özellikle Skrtel’in kaçırdığı gol gösterdi ki, maçın kaderi ya duran toplarda ya da yıldız oyuncuların bireysel performanslarına bağlı olmasıydı. Ama her iki konuda da başarılı olamadılar. İkinci yarıda yaptıkları baskı, pozisyon zenginliği getirmedi.. Ve risk alması gereken Fenerbahçe oyuncu değişikliklerinde de garanti davranmaya devam etti.
Görünen o ki Advocaat da uzun süre Türkiye’de çalışan teknik direktörler gibi kaybetmemeyi kazanmaktan daha çok önemsemeye başlamıştı.

Çok fazla hak etmedi

Gökhan Gönül’in maç öncesinde ve maç sırasında gördüğü tepkileri çok fazla haketmediğini düşünüyorum. Fenerbahçe’de oynadığı 8 yıl içerisinde formasının hakkını
vermiş duruşuyla örnek olmuş bir oyuncuya Fenerbahçe taraftarı bu şekilde davranmamalıydı. Hüseyin Göçek’e gelirsek küçük büyük hemen hemen her pozisyonda faul çalarak maçın kontrolünü kaybetmemek adına oyunun temposunun yükselmesini engelledi. Sonucu etki edecek, bariz bir hata yapmayarak, en azından derbi sonrasında konuşulmayan bir hakem olmayı başardı.