MENÜ

Kazanma alışkanlığı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Galatasaray, ilk defa Bruma’nın işe karışmadığı bir maçta skoru daha ilk yarıda kopartmayı başardı. Hedefini ciddiye aldığından mıdır, yoksa oyuncuların sezon sonu için kaderlerini belirleme mücadelesi midir bilinmez ama şu bir gerçek ki, Galatasaray kazanma alışkanlığını ufak ufak hissetmeye başlamış. Hoş, biraz geç oldu ama yakalanan seri kadar patronun Tudor olduğunun hissedilmesi bana göre alınacak galibiyetler kadar önemliydi maç öncesinde.

İlk yarıda bitti

Karşılaşmaya gelince; serseri topu gol yapan Sneijder ve ‘yeni sezonda ben de varım’ diyen Sinan Gümüş ile düşürdüler Osmanlıspor’un gardını. Hem mental hem de fiziksel olarak yorgun rakibin fişini ilk yarıda çektiler. İkinci yarıya vites artırma çabası ile giren Osmanlıspor’da Ndiaye, Bifouma ve Aminu gibi çabuk oyuncular dar alanda pozisyon bulmakta zorlanırken, bulduklarında ise Muslera’nın kalitesi ve tecrübesine kurban gittiler. Eren Derdiyok’un sakatlanıp çıkması ile Podolski’nin girmesi, maç içinde gol haricinde çok gözükmeyen Sinan Gümüş’ün yerine Rodrigues’in girmesi daha çok alan bulmasına rağmen Galatasaray tarafına da pozisyon zenginliği getirmedi.

Muslera kalitesi...

Yine de skoru almış olmanın tadını maç sonunda çıkartırlarken, karşılaşmanın iyileri kilidi açan Sneijder, kalesini kritik pozisyonlarda gole kapatan Muslera oldu. Maç fazlasıyla 3.’lük koltuğuna oturan Sarı-Kırmızılılar, Avrupa yarışında rakibi Fenerbahçe’yi de strese soktu. Hakem Ali Palabıyık ise maçın genelinde iyi bir yönetim gösterirken Ahmet Çalık’ın Bifouma’ya yaptığı kontrolsüz harekette penaltıyı kaçırması tek hatasıydı.

YORUM YAZ