Favorisi yok!

Eğer 2 takımdan birinin taraftarı değilseniz şu takım kazanır diyebileceğiniz bir maç değil. 2. yarıya fırtına gibi giren, transfer dönemini çok iyi geçiren ev sahibiyle başlayalım. Yeni gelen oyuncuların tamamını tabiri caizse “cuk” diye oturtan Trabzonspor’da en dikkat çeken özellik, oyunu hızlı ve basit oynamaları. Futbolda önlemini alamayacağınız ayrıntılardan biridir, top gelmeden düşünebilen oyuncular. Ve şimdi bu tarz oyunculara sahipler. Hem hızlı oynuyorlar hem de enerjilerini 90 dakikaya yaymayı başarıyorlar.

Rakip kim olursa olsun

2017’de ilk yarıya oranla üstünden gelmedikleri problem kalmadı. Kapanan rakiplerini açarak yendiler, zor deplasmanlarda üzerlerine gelen takımları yendiler, geriye düştükleri takımlara karşı hamlelerle maç çevirdiler. Özellikle de Olcay’ın saha içi liderliği ve enerjisiyle takım olmayı başardılar. Ve şu an için rakip kim olursa olsun Trabzonspor a karşı favori demek mümkün değil.

Bireysel yıldızlarıyla

Galatasaray’da ise Tudor geldiğinden beri inişli çıkışlı performanslara rağmen özellikle yıldız oyuncuların bireysel çabaları hâlâ takımı şampiyonluk yarışında tutmaya devam ediyor. Trabzon deplasmanında ise 2 önemli kozları var. Birincisi Tudor’un uzun zamandır defansif anlamda yapılamayan takım savunmasını yaptırma çabası. İkincisi ise elinde Bruma, Rodriuges, Selçuk gibi derbi kazanmayı kolaylaştıracak oyuncuların olması. Her ne kadar Tudor’un savunma anlayışı henüz Galatasaray’da belli bir oyun pratiğine ulaşılamamasından dolayı çok iyi sonuçlar vermese de, derbi tecrübesi yüksek oyuncuların fazla oluşu en büyük avantajları.