MENÜ

Top artık bizde

Abone Ol Google News

* Trabzonspor’un hocası Ersun Yanal da suskunluğunu FANATİK için bozdu... Yepyeni bir takım kuran deneyimli teknik adam, yeni sezon için çok iddialı konuştu:
* Başkan Sadri Şener ve ekibi üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Artık top bende, futbolcularım ve taraftarda. Mevcut hava her teknik direktöre nasip olmaz

Haberin Devamı

Bir heyecan bir heyecan ki Trabzon’da... Yöneticiden teknik adama, eski yöneticiden kulübün duayenine, eski futbolcusundan, şimdikine, bırakılanına, kalanına... Ve tabii ki işin asıl sahibi tüm taraftara kadar...
Sadri Şener, “kuyruk istiyorum” demişti kombine için... Oldu işte, o da oldu... Geçen sezonun kombine sayısına, 9 Haziran yerine başkanın ısrarı nedeniyle bir gece önce internet sitesinden yapılan duyuruyla dün başlanan satışlarda ulaşıldı.
Esnaf keyifle indiriyor kepengini. Sabah çayları, “işler çok kötü, senet sepet” konularıyla, yakınmalarla değil, Trabzonspor sohbetiyle başlıyor.
İlköğretim öğrencileri, “Baba zayıf getirmezsem, bana bisiklet al” değil, “bana kombine al, üstelik yüzde 50 indirimli” diyor.
Üniversiteye hazırlananlar, “Biletimizi alırız, keşke kazanalım, tatillerde maçlara gideriz” diyor.
Kadınlar, ”Avni Aker tribünlerini renklendirelim. Yönetim az olur beklentisiyle yüzde 50 indirim yaptı ama talep patlaması olacak, görecekler” şeklinde göndermede bulunuyor.
Bırakılan futbolcu içinden, “Tam şimdi burada oynamak zamanıydı” diye geçiriyor. Kalma olasılığı yüksek olanı, “kadroya girmek için artık çok daha fazla çalışmak gerekiyor, forma aslanın ağzında değil, midesinde” yorumuyla gününü geçiriyor.

‘Avni Aker’i dar etmeliyiz’
Tüm bu gelişmeler en büyük sorumluluğu teknik kadroya ve futbolculara yüklüyor. Öyle ya; yönetim görevini yaptı. Kombine kuyruğundaki taraftar da ilkini! İkinci görevleri, maçlar başladığında. Burada da iki görevleri var. 1- Avni Aker’i centilmenlik sınırları içinde rakiplere dar etmek. 2- Bu mabedin kapanmasına neden olacak kişileri aralarında barındırmamak. Ona da söz verdiler.
Futbolcular görevlerini yapmaları, teknik kadronun performansına da bağlı. En büyük sorumluluk sahibi Ersun Yanal. O görevini iyi yapacak, topu kendinden atacak.
Peki bu zor görevin üstesinden gelmeye hazır mı?
Bir uçak yolculuğunda bunun sohbetini yaptık. Biz Amsterdam’dan, o Londra’dan geldik, İstanbul Trabzon uçağında buluştuk. Sohbet orada başladı, ertesi gün bir yemekte devam etti.
Bir röportaj değil bu. Sohbet. Dolayısıyla bir ayrıcalık da değil tabii ki. Bu sorumluluğun ağırlığını irdeledik, izniyle izlenimlerimizi aktarıyoruz:
Belli ki Ersun Yanal bu sorumluluğunun bilincinde... Ona göre bu ağırlığın üzerinde bir baskı oluşturması söz konusu değil. Ligler başlayınca futbolcularda da oluşturmaması için çalışmaları olacağını söylüyor; “Fanatik Gazetesi’nin haber ve yorumlarına taraftarların yazdığı yazıları dikkatle okuyorum. Nabzı oradan tutuyorum. Camia mutlu dolayısıyla biz de çok keyifliyiz. Bir teknik adam için bundan daha iyi bir çalışma ortamı olamaz.”
Her transfer döneminin en çok tartışma yapılan konusu transfer edilen futbolcular hakkındaki bilgiler. İzlenip izlenmediklerine dair yapılan spekülasyonlar. Yanal, 3-4 futbolcu izlemediklerini (!) itiraf ediyor. Örneğin Gökhan Ünal’ı, Egemen’i, Giray’ı falan. Gülüşüyoruz. Ama Colman’ı, Cale’yi, Ceyhun’u bizzat izlemiş. Yardımcısına izletmiş. Kulübe yakın teknik adamlar izlemiş. En sonunda Başkan ya da yöneticilerle de birlikte izlemiş. Anlata anlata bitiremiyor Colman’ı, Cale’yi.

‘Her şey bilgim dahilinde’
“Transferde istedikleri olmuyor, küstü” söylentilerine yanıtı resmi siteden vermiş ama tekrar ediyor: “Her şey bilgim dâhilinde. Elbette düşündüğümüz bazı futbolcular olmamış olabilir. Ama burada isimlere takılmamak gerek. Eksikleri gidermek için alınanlar diğerlerinden asla geri değil.”
Sohbetin esas noktası: Transfer tamam mı?
Bir teknik adamın transfer için “her şey tamam hiç eksiğimiz yok” demesini beklemiyoruz ama Yanal’dan “şu ana kadar yapılabileceklerin en iyisi yapıldı” havasını aldık. “Nerelere daha takviye olabilir?” sorusunun yanıtı da net değil. Edindiğimiz izlenim: Bir deneyimli stoper. Bir “sol ön dış” oyuncu. Yattara sağda, iyi bir sol ayaklı solda. Ortada maçına göre Gökhan ve Umut ya da sadece biri falan. Deneyimli bir de kaleci olsa, Tolga ve Onur’u yarışa soksa, onları geleceğe hazırlayıp en az bir sezon da kendisi bu görevi yapsa. Yanal’a biz yapıyoruz bu yorumları, “Aklın yolu birdir” yorumu her şeyi açıklıyor.
En önemlisi şunu söylüyor: Şu an Trabzon’da yönetici olmak vardı. Onlar işi gördü. Sıra bizde, onların keyif, bizim stres dönemimiz. Ama inanıyorumki, birlikte keyif yapacağız.
Yanal en çok bilgisayar kullanmasıyla ilgili esprilere, bir de “İyi başlar sonunu getiremez” yorumlarına ve “futbolcu seçiminde isabeti oranı azdır” iddialarına bozuluyor. Ama bu konulara girmek istemiyor, “siz araştırın” diyor.

Bilgisayar meselesi...
Bilgisayar işinde, “bu çağda ne kullanılır?” sorusu bizce de yeterli yanıt. Gerisi “geyik” olur. “İyi başlar sonunu getiremez” iddiaları üzerine “geyik!” yaptık bilgisayardan araştırdık: Ankaragücü: Lig dördüncüsü. Gençlerbirliği: İlk yıl lig üçüncüsü, ikinci ve üçüncü yıl kupa finalisti, üçüncü yıl Avrupa’da çeyrek final. “Sonunu getiremez” yorumuna neden olan konu Manisa. Her şey iyi giderken, ilk 11’den 9 fire. Satış, sakatlık, cezalar. Normal sonuç. Yanal, antrenman bilimi uzmanı bildiğimiz kadarıyla. Antrenman yüklemesinden kaynaklanan düşüş iddialarının haksızlık olduğuna karar verdik.
Futbolcu seçimine gelince... Örnekler kendisinden: Ali Tandoğan, Yusuf, Bülent, Ümit, Veysel, El Saka Denizli’den. Adem Dursun, Umut, Emre, Adem Koçak Ankaragücü’nden. Serkan, Okan Koç, Tomas, Youla, Deniz Barış, Ahmet Hassan Gençlerbirliği’nden. Holosko, Selçuk, Caner ve Ufuk, Manisaspor’dan. Bir de Arda, genç bir yıllık kiralık gelip Galatasaray’a milli dönmüş.
Bütün bunlar Ersun Yanal ile sohbetimizden aklımızda kalanlar. Hoşgörüsüne sığınarak aktardık.

Haberin Devamı
YORUM YAZ