MENÜ

Ne diyorsunuz?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Vay Trabzonspor’un taraftarının haline. Son iki sezon elde ettiği derecelerle iyi bir iskeleti oluştuğuna inandıkları kadronun korunarak, teknik direktörün de açıkladığı gibi 2 ya da 3 takviyeyle, 22 yıllık beklentiye yanıt verileceği ümidine kapılmışlardı. Ama şimdi resmen işkence çekiyorlar, bu ümitleriyle. Ne isimler attılar, perde arkasından ortaya. Olmayınca, “gazeteciler uydurdu!” oldu. A planı dediler, olmadı. B Planı... O da yok. Şimdi C planı uygulamada, uygulanabilirse tabi. Ümitlendirerek işkenceyi uzattıkları taraftar beklentide. Şampiyonlar Ligi Ön Elemeleri geldi, çattı. Takım İsviçre’de hazırlık maçları oynuyor. Adı üstünde hazırlık maçı bu. Maçı kazansan, özel kupayı alsan ne yazar. Arayış içinde olacaksın. Bakın Şenol Güneş’e, Young Boys maçında sahaya sürdüğü kadroyla çıktı Basel maçına, kaleci hariç. Kızmak gerek aslında, “Hani kazanmak değildi amacın?” diye sormak gerek. Niye arayışta olmadığını irdelemek gerek. Ne yapsın adam? Alternatifi vardı da oynatmadı mı? Eskiden Trabzonspor transfer yapamadığı dönemlerde taraftar, “Parasız yönetim istemiyoruz!” diye tempo tutarak durumu eleştirirdi. Şimdi para var. Ama belli ki; ya cesaret, ya da bilgi yok. Eğer takviye yaparsanız ciddi paralar da gelecek. Önce Şampiyonlar Ligi’nden. Sonra havuz artık yan gelip yatarak değil, çalışılarak, maç kazanarak para getirecek. Lig ve Kupa para basacak iyi kadroya. Hani borsadan gelen parayla yatırım yapacaktınız, “merak etmeyin!” demiştiniz. Yapsanıza iyi bir kadroya yatırım. İyi bir kadroya diyoruz. 3 milyona stoper satıp, 4-5 milyon dolara yenisini almanızı, har vurup harman savurmanızı da istemiyor kimse. Her şeye rağmen transfer diyen de yok bildiğimiz kadarıyla. Doğru yere, doğru isimler yani. Ali olmadı Veli, Veli olmadı, Selami değil. Ali’yse Ali, Veli’yse Veli, Selami’yse Selami olmalıydı. Doğru yatırım yani. Bizzat bize; İsviçre’de bir Başkan Yardımcısı diyor ki; “Transferler tamam, Çarşamba’ya geliyorlar.” Brezilya’daki Başkan Yardımcısı ise telefonda; “Yok alamadık, dönüyoruz.” Ne diyorsunuz ya! Evet evet; Ümit kötülüklerin en kötüsüdür. Çünkü işkenceyi uzatır! Pardon!

YORUM YAZ