MENÜ

Ciddi avantaj

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Böyle bir maç için motivasyon sorunu söz konusu olamaz. Türkiye Kupası’nda yarı final oynayan bir takım bu maça da konsantre olamıyorsa yapacak bir şey yok zaten. Tersini düşünelim. Yani “maçın öneminin yüklediği stres” desen, Trabzonspor formasını giyen bir futbolcu için de bu anlamsız. Eğer öyleyse, bu kupayı Türkiye’de en fazla kazanan ikinci takımın Trabzonspor olduğu kendilerine yeterince anlatılamamış demektir. Ayrıca 4 gün önce Galatasaray’a karşı gösterilen mücadele gücünün sahaya yansıtılamaması, “büyük rakibe, büyük oyun” seçeneğini akla getirir ki bu da, kendini inkar anlamını taşır.

Trabzon yarı finali bu skorla büyük ölçüde geçer, o durum işin bir başka boyutu. Futbolun en basit temel kurallarını uygulamakta zorlanan, örneğin kanat ortalarının yüzde 90’ına yakınını kötü kullanan, iki metreye pas atamayan, bu kadar yüksek kötü pas oranıyla oynayan... Orta sahadan kaleye şut atmaya kalkışan... Takımı atak başlatma hazırlığındayken geri pas yapan... Hücum aksiyonlarını koordine edecek olanları halı saha oyuncusu kimliğinde üstelik bu kadar yüksek top kaybıyla oynayan... Koca bir 45 dakikayı böyle büyük bir ciddiyetsizlikle harcayan oyuncularla Şenol Güneş’in işi zor gerçekten.

İkinci yarı belli ki soyunma odası hadi “uyarıları” diyelim işe yaradı. Amacı maçı golsüz tamamlamak olan ve iyi de mücadele etmesine karşın özellikle Ömer’le abartılı biçimde zamana oynayan Antalyaspor yarı sahasına hapsedildi. Rakip kaleye isabetli şut atan tek oyuncu Alanzinho ile gelen golden sonra oyuna yapılan müdahalelerle ezici üstünlük sağlandı. Bu da doğal olarak ikinci golü getirdi.

Futbolu düşündüğünde “taş gibi takım” kimliğindeki Antalyaspor karşısında yarı finalin ilk ayağında alınan bu skor rövanş için çok önemli. Engin de, Yalçın da kırmızı kartı hak ettiler. Ama Engin o alkışları asla... Komikti yani.

YORUM YAZ