MENÜ

“Kulübün menfaatleri” üzerine

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

O güne kadar, “Kulübün menfaatleri gerektiriyorsa” diye başlayan cümlelerle her an gidebileceği izlenimini veren Gökdeniz hakkındaki dosyayı Atay Aktuğ da biliyordu. Ama O, “Kulübün menfaatleri” demedi, diyemedi, evladına sahip çıktı. Gelinen nokta, Gökdeniz’in Serhat Demirtaş ile yaptığı söyleşinin bir paragrafında saklı: -”Galatasaray yine talip olabilirmiş” sana diye sorumuzu sorduk. Biz noktayı koyar koymaz, Gökdeniz yanıtını verdi. ‘Düşünürüm, konuşuruz, kulüp menfaatleri’ demedi çok net fikrini belirtti: “Benim Trabzonspor’a borcum var. Hayatım en kötü zamanlarında camiam yanımda oldu. Hem de sadece yönetimi ya da taraftarı değil. Bir şehrin arkamda olduğunu görmek inanılmaz güç verdi bana. Uzun bir aradan sonra ilk olarak Avni Aker’deki Galatasaray maçında sahaya çıktım. Tribünlerden yükselen sevgi tezahüratları, yöneticilerimizin ve takım arkadaşlarımızın ilgisi beni çok duygulandırdı. Tribünlerin beni affettiğini o an anladım. Artık dediğim gibi bu camiaya borcumu ödeme zamanı geldi. Aslına bakılırsa bu borcu ödemek hiç kolay değil ama elimden geleni yapacağım...” Fanatik 09.06.2006 Bugünlerde yine moda o sihirli iki kelime, Başkan Albayrak ve ekibinin ağzında da sakız olmuş adeta: Kulübün menfaatleri gerektiriyorsa, Fatih’i de satarız!” demişlerdi. Sonra, taraftar sitesi www.bordomavi.net’in çok destek ve yankı bulan aleyhte kampanyası üzerine “Yok öyle şey, Fatih’i satmayız” diye çark ettiler. Umut’un Ankaragücü’nden alındığı gün ise esip-gürlediler adeta: “Eğer kulübün menfaatleri gerektiriyorsa, Fatih’i Fener’e de, Şeker’e de satarız!” Fatih de zaten “Avrupa’yı” istiyordu ama “Kulübün menfaatleri gerektiriyorsa, yurt içine de” gidebilirdi, öyle söylemişti. Nedir kulübün menfaatleri ona bakalım: Göreceli bir kavram, kulüpten kulübe, yönetenden yönetene değişebilir sonuçta “kulübün menfaatleri!” Örneğin Trabzonspor, hedefleri olan bir takım değil de, örneğin İlhan Cavcav’ın Gençlerbirliği kulübü gibi, sahadaki başarıdan çok kasadaki paraya önem veren bir anlayışa sahip olsa, kulübün menfaatleri Fatih’i sattırmayı gerektirirdi. Ama Trabzonspor bu! Genel kurulunda insana, “Kulübe para kazandırmak” vaadi değil, “büyük başarılara imza atacağı” sözünü vermek oy kazandırıyor. “Yıldız satmak” değil, “yıldız almak” sözü diğer iki rakibinin toplamından fazla oyla iktidara taşıyor. Beşiktaş Nobre’yi, Fenerbahçe de Tümer’i “Takımın ihtiyacından” daha çok “kulübün menfaatleri” için aldı. Bütün bunların bir anlamı olmalı, bunlardan gereken ders çıkarılmalı. Albayrak ve arkadaşlarına dememiz şudur ki; artık “kulübün menfaatleri” edebiyatını yapmaktan vazgeçiniz. Bu kulübün menfaatine sayılabilecek tek şey, şampiyonluğu getirebilecek hamleleri yapmaktır. Bunun için Fatih’i satmanız gerekiyorsa satınız, taraftara gerekçelerini anlatınız, ama alternatifini hazırlayınız, geçen sezonkinden daha güçlü kadro kurunuz. Bakın o zaman size dün “satamazsınız” kampanyası başlatan www.bordomavi.net üyeleri bile destek verecektir. Yeter ki kelime oyunu yapmayınız, insanların duygularıyla oynamayınız.

YORUM YAZ