MENÜ

Rakamların ötesi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Haberlere, Deloitte’nin Futbol Para Ligi değerlendirmesine girmeyi başaran ilk Türk takımı olarak geçti. Diğer önemli nokta Avrupa’nın 5 önemli liginde yer almayıp ilk yirmiye giren tek takım unvanı. Ama yine de bu, yüzeysel değerlendirme olur. Zira esas kritik kısım gelirlerin yüzdesi. Hasılat yüzde 25’i oluşturuyor ki, Türkiye standartlarında çok iyi rakam. Naklen yayın yüzde 24. Esas pay ise ürün satışı ve sponsorluklardan yüzde 51 ile geliyor. Yani Fenerbahçe’nin naklen yayın gelirine bağımlılığı yok. Oysa Türkiye’de neredeyse tüm kulüplerin ayakta durmasını sağlayan kalem bu. Yani Fenerbahçe’nin tekelleşen bu düzende güce biat etmesi gerekmiyor. Futbolu siyaset ve lobinin fazlasıyla esir aldığı ülkede isyan edebilmeyi, direnebilmeyi, düzenle mücadele edebilmeyi başaracak tek kulüp. Stat gelirini de taraftar potansiyeli olarak yüzde 51’e eklersek ortaya yüzde 76’lık rakam çıkıyor. Bu platformda kendisiyle rekabet etme adayı Galatasaray ve Beşiktaş’a karşı farkı da bu noktada. Zira Fenerbahçe’nin karanlık ve futbol yönetim aklından uzak olduğu, istikrarsızlık ve kötü sonuçlarla geçen yıllarında dahi taraftarın maddi ve manevi katkısında azalma olmadı. Aksine hep ters çizgide gitti. Bu, kulübün sosyal yapısından kaynaklanan, saha içi sonuçlarla yakalanamayacak, kaba tabirle doğuştan gelen özellik. Son 7-8 yıla kadar yapılamayan, potansiyeli kullanabilmekti. Ki hâlâ işin başındalar.

Rekabette Fenerbahçe’yi zorlayacak ilk isim Galatasaray. Ama kulüplere sağlanan tesis yapma ve arsa kolaylıklarının ötesine taşıp, tamamen sırtını devlete vererek stat yaptırtan ve bunu övünülecek olay haline dönüştüren bir isim bu. Kulüplerin devlete olan vergi borcunun yüzde 70’ine sahip Galatasaray var. Yılda yüzde 4 gibi şok edici faizle, 10 yılda ödeme imkanı sunulan bir kulüp. Tıpkı hayatı boyunca tarih sektirmeden maaşının neredeyse yarısını vergiye verenle, vergi ödemeyip sonra çıkan afla zengin olanlar arasındaki ilahi (!) adaletsizlik gibi. Buna sesini çıkaramayan diğerleri de var. Son günlerde Galatasaray’ın federasyondan avans istediği haberleri var. Aralarının iyi olduğu Haluk Ulusoy federasyonu dönemindeki sessizliklerin arkasında da bu avanslar mı vardı dedirten haberler.

Fenerbahçeliler’in neyin, nasıl ve hangi koşullarda elde edildiğini anlaması için derslik bir tablo bu. Diğer kulüplerin gözünü açması için de. Türkiye koşullarını düşünürsek sadece kendi gücüyle bu kadar kısa sürede bu noktaya gelen bir kulübün devamlılık için detaylarda ne kadar dikkatli olması gerektiği de ortaya çıkıyor.

YORUM YAZ