MENÜ

Genetikle savaş

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fenerbahçe’nin son 5 sezonunun ardından yaşadıkları mini elkitabı yapılmalı. Futbolda uyum yakalamanın zorluğu, tutturduğunuzda sindirene kadar sarılmanız gerektiği, kişilerden bağımsız düzenin öyle 3-5 senede kurulamayacağı kırmızıyla yazılmalı. Futbolcuların kafaları rahatken ne kadar iyi performans gösterebilecekleri, kriz-korku ortamında vasatın bile altına düşebileceklerinin belgesi olarak gösterilmeli. Yani hata yapmaktan korkarsanız istediklerinizi uygulayamazsınız. Kapasiteniz olsa dahi. Topa, golü kaçırırsam endişesiyle vurursanız atamazsınız. Risk almazsınız. Yanlış tercihlerin sayısı artar. Maç içindeki kriz anlarını aşamazsınız. Tıpkı 6 yıl önceki Fenerbahçe gibi. Oysa birşeyler değişmişti. Ama kalıcı olması için, yerleşmesi için daha çoook sıralar aşındırmak gerekiyor.
İşte bunları hep düşünmeli Aziz Yıldırım. Uykuları kaçmalı. Ben ne yaptım diye. Nasıl etki altında kaldım, nasıl acele ettim, nasıl futbol yorumcularının kapanına düştüm diye. Nasıl teknik direktör katkısını küçümsedim diye. Listeleyip başucuna koymalı. Doğru ve yanlış yaptıklarını, transfer ve planlama hatalarını ekleyerek. Sonra kıyıya köşeye saklanmadan, taraftarına ve kamuoyuna seslenmeli. Tüm sorumluluğu teknik direktör ve futbolcuların omuzundan alıp sırtına vurarak demeli ki “sorumlu biziz, düzelteceğiz. Bu ekiple, bu çocuklarla. Yapacak daha çok işimiz var”.
Mümkün mü? Hâlâ pek ses seda yok. 2 ay önce de yoktu. 2.5 yıl önce de.
Fenerbahçe, kendisini Türk futbolu içindeki herkesin varolma sebebi ve para kazanma yolu yapanların oyuncağı kalmaktan kurtulamıyor. Zira akıl yolundan hep sapıyorlar.
Sezon çok zor geçecek onlar için. Acı verici olacak. Takım ve teknik direktör daha iyisini yapabilir. Bunu futbolun gerçek yüzü, aklı, bilgisi söylüyor. Eğer dibe vurmak, bu süreci başlatan 100 yıllık Fenerbahçe genetiğinin arızalarını giderecekse ve karşılarına çıkan fırsatları artık nankörce harcamayacaklarsa hayırlı olur. Ama değişselerdi “I Love You Zico” derler miydi? Arsene Wenger bile Türk taraftarların nasıl rakibin futboluna boyun eğip takımını yüzüstü bıraktığını anlamış. Tabi kibarca söylemiş!
Nedense maç günü ajanslara düşen Fenerbahçe muhalefet kanadının açıklamalarını, tribünlerde takımın kötü oluşundan faydalanıp yönetimle kavgaya tutuşanları görünce, Fenerbahçe’nin bunca çabaya rağmen hâlâ ince buz üzerinde yürüdüğü bir kez daha anlaşıldı. Aziz Yıldırım bu yüzden daha fazla düşünerek, hislerine mahkum olmadan, özeleştirisini yaparak hareket etmeli. Duvarları yıkmalı. Takımın gelecek yıllarını kurtarmanın, kulübün de geriye dönmesini engellemenin yolu bu.

YORUM YAZ