MENÜ

Bozuk Film

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Özer, Gökhan Emreciksin, Mehmet Yıldız, Sercan... Sercan,Özer, Mehmet Yıldız, Gökhan... Geçen sezon Gökhan Ünal ve her sezon Mehmet Topuz.
Hazır Türk futbolcu seçeneği az, biliyoruz. Ama manşetçilerle beraber 3 İstanbullu’nun sadece 2-3 isim etrafında volta atmasını anlamıyoruz. Sivasspor-Galatasaray arasındaki Mehmet Yıldız paslaşmasının ince kurgusunu çözüyoruz da... Ligde dönemsel performansla parlayan veya artık iyice ön plana çıkanlardan başka ellerinde isim olmamasına takılıyoruz. Futbolcuların 90 dakikayı oynayabilme becerilerine, istikrarlarına, güvenilirliklerine bakmadan ortaya atlayan transfer zihniyetlerinin değişmekte zorlanmasını kabul edemiyoruz.
1. Lig’in arka planında kalan, medyanın işaret etmediği, sessiz sedasız potansiyeller veya 2. Lig’in dikkat çeken, 1. Lig için risk almaya değecekler listesi yok. Futbolcu takip mekanizması arızalı bu ülke kulüplerinin. Ama bir taraftan da haklılar: Kimi beğendirecekler? Türk futbolcusunun zayıf yönleri nesilden nesile taşınırken gelse ne olacak?
Mesela müstakbel Fenerbahçeli Gökhan Emreciksin, testi üstüne testi kırıyor. Fenerbahçe’nin çok çektiği, ülke futbolunun da baş belası cıvımış ve haddini aşmış ‘futbolcu-medya-muhabir’ ilişkisinin ağına düşüyor. Defalarca. Karşısındakinin ‘canım benim, kardeşim’ hitaplarının ilerde ne anlama geleceğini anlamıyor hâlâ.
Alex gibi bir futbolcu konusunda dahi zafere ulaşmak için gün sayan sistem için tek lokmalık olduğunu göremiyor transfer adayları. Laf açılmışken... Alex önce faullü ‘onsuz Fenerbahçe seri yakaladı’ omuz ve kalça darbeleriyle yere indiriliyor. Ardından 1,5 senelik müthiş kulis çalışmaları sonucu, Adnan Polat’ın basın toplantısında da ifade ettiği gibi ‘dokunulmazlık’ sağlanan, dokunanın pişman edildiği Lincoln üzerinden 3 aylık istatistikle nispet yapılıyor. Yutturuluyor. Son olarak ‘kayarak kasti taban’ hareketi geliyor ve Aragones’in Alex’i harcadığına herkes inandırılıyor.
Bunlara bile gerek kalmadan gitsin demiş, ‘uzman’ yorumcularımızın dolduruşuyla 2 maç seyrettiği Lincoln’u ona tercih etmiş Fenerbahçeliler varken, zor olmazdı zaten. Bu gaflete düşmeyen yönetimin hikayeyi kanlı bitirmeyeceğine inanmak saflık mı olur?
Alex bir gün gidecek. Fenerbahçe için geçiş kısa ve kolay olmayacak. Yerine ‘şunu al’ ile çözülecek kadar basit olmayacak. Transfer gereği fazlalaşacak, planlamanın derinliği ve çapı büyüyecek. Buna daha Alex’in geldiği ilk sezondan itibaren hazırlanmak gerektiği anlaşılacak. Teknik direktör ayağının, felsefe devamlılığının ne kadar kritik olduğu da. Ama şimdi mi?
Zor işler Fenerbahçe’de elindekini tutabilmek, yedirmemek, yememek, akıl oyuncularının tuzaklarına düşmemek, transfer tongalarına basmamak, sömürenlere karşı kendi futbolcu tarama sistemini geliştirmek, Alex’e sıkıca sarılabilmek, omuzuna alabilmek ve ona saygı duymak için başkalarının onayına ihtiyaç olmamak.

YORUM YAZ