MENÜ

Fener hak etti

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bu maç niye Manisa'da oynandı ? Herkesin bildiği nedenden dolayı; acısını hiç unutamadığımız, kalbimize gömdüğümüz Soma'nın şehit madencilerini ve yaşadıkları ilkel çalışma şartlarını yeniden hatırlamak, hatırlatmak için...

İyi de Türkiye'nin en büyük iki takımının "gala" için çıktıklara sahaya bak... Dünyanın en büyük ekonomisinin işçileri bile "tarladan" bozma zeminde mücadele etmek zorunda kalıyorsa, yerin altında alın terinin en kutsalını döken işçilere nasıl insanca şartlar sağlayacağız ? Kimi kandırıyoruz acaba ? Elbette, kendimizi...

Ya taraftarlar... Birkaç zavallının yarattığı bu ortam biter mi sanıyorsunuz ? Bitmez, çünkü yöneticileri izin vermez...

* * *

İlk 20 dakikada maç sanki Kadıköy'de oynanıyordu. Fenerbahçe baskıyı, Kuyt, Meireles, Emre ve Topal ile kuruyor, Galatasaray belki de Prandelli'nin defansif taktik anlayışı nedeniyle bocalıyordu. Pas isabet yüzdesinde Fenerbahçe açık ara öndeydi ve sanki geçen sezonun devamını oynuyordu. Çünkü kadro da aynıydı.

Galatasaray ise Olcan, Yasin ve Veysel gibi yenilerle sahadaydı. İşte bu dakikalardaki üstünlüğün nedeni iki takım arasındaki uyum farkıydı. Ayrıca tek forvetli Aslan kanatlarda çoğalamıyor, rakip baskıyı kıramıyordu. Neden transfer edildiği sorgulanan Yasin iki yönlü de aksıyor, Olcan çıkamıyor, Sneijder tatil anılarından sıyrılamamış görünüyor, yükü çoğalan Selçuk hata yapıyordu. Dolayısıyla yalnız kalan Burak saman alevi ile parlayıp, sönüyordu.

Kısacası son 5 dakika Fenerbahçe'nin yakaladığı iki pozisyon ağlarla kucaklaşsa, ilk yarının haklı özeti ortaya çıkacaktı.

İki takımın mücadelesi dışında hakem Abitoğlu'nun baraj çizgisi için kullandığı sprey ile yaşadığı inatlaşma izlenmeye değerdi. Acemiliği göze batan Abitoğlu spreyi genellikle oyuncuların ayakkabılarına isabet ettirmeyi tercih etti. Ama maç boyunca kararları o kadar isabetli değildi

* * *
Galatasaray ikinci 45'e ileri dönük başladı. Pas fakirliği sürüyordu ama, Fenerbahçe'de Kuyt, Emre ve Meireles'in vites düşürmesi, Emenike'nin futbol zekasını hiç geliştirememesi, İsmail Kartal'ın da Webo'yu kulübe unutması, oyunu Cim-Bom adına dengeledi. Yasin-Yekta, Sneijder-Brumla değişiklikleri de tam isabetti. Buna rağmen futbol kalitesi vasatın üzerine hiç çıkamadı. Çünkü sistem "error" veriyordu. Bu nedenle Fenerbahçe'nin duraklama devri kısa sürdü, sahada yine son şampiyonun borusu öttü. Ama gollük vuruşlar hep Muslera'dan döndü. Yani maçı uzatmaya Galatasaray'ın kalecisi götürdü. Uzatma son nefeslerin harcandığı, kaza golünün bile beklenmediği bir duraganlıkla geçti.

Penaltılar ise adeta yüz karasıydı, atma değil kaçırma yarışıydı. Sonuçta gecenin iyi oynayanı kazandı.

YORUM YAZ