MENÜ

Değişim şart

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Ama 3. hafta ve Fenerbahçe tribünleri yine boş. Sebebi; Passolig’le anlaşma imzalanmaması. Taraftarın suçu ne ? Futbolumuzda giderek kronikleşen taraftar kaybı (ki, politikanın istediği bu) korku verirken, Fenerbahçeli sporseveri bu kadar uzaklaştırmak niye ? Ya küserlerse.Ya “Benden PASO” derlerse. Nasıl geri getireceksiniz sonra o taraftarı tribünlere. Son hafta olmalı en azından, taraftarın renklerine bağlılığı daha fazla test edilmemeli.

Bir Fenerbahçe klasiği gibi başladı maç boş tribünler önünde. İlk 20 dakika Caner sol kanadı iyi kullanıyor, Gaziantep ısrarla önlem almıyor, Emre ile Diego daha uyumlu görünmeye çalışıyor, Mehmet Topal her zaman olduğu gibi çırpınıyordu. Sow ile Emenike ise kendilerine boşluk aramakla geçirdikleri dakikalarda yine kayıplardı. Konuk ekibin planı kontratak üzerine kuruluydu. Zaten İbrahim Akın her an rakip defansın üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallanıyordu pasları ve klas oyun görüşü ile. Bu kontrataklarda Emre ile Diego’nun top kayıpları da başroldeydi.

Fenerbahçe’nin arayışları sabır ve pas organizasyonları ile aralıksız sürüyordu. 28. dakikadaki Emenike’nin kalecide kalan vuruşu dışında akılda kalan bir-iki şut vardı. Ama ev sahibinin baskısı suni gibiydi. Hatta Antep gol atsa pek yadırganmazdı. Zaten vasatı biraz aşan kalitenin sebebi de buydu. Son 5 dakika oyun Fenerbahçe tarafına döndü, ama bu kez de süre yetmedi.

İkinci 45’in ilk 10 dakikasındaki en çarpıcı gelişme Emre’nin kızdığı Emenike’ye tribünlerin gösterdiği tepkiydi. Emre uyarıda haklı, tribün tepkisi de bir yere kadar kabul edilebilir. Ama Emenike’nin cevabi hareketleri profesyonelce değildi. Konu Emenike’nin yanlış pasıydı. Şunu da bilmek lazım, öyle pasları futbol bilgisinin zayıflğı nedeniyle atıyor. Bir kastı yok.

Aslında bu gerilim altında Fenerbahçe’nin bir türlü oturmayan oyunu da vardı. Bunun da nedeni Okan Buruk’un geç de olsa Gökhan-Caner kanatlarına önlem almasıydı. İşte o oyunu değiştirmek adına Alper-Webo hamlesi iyi bir değişimdi. Ama bizce çıkan Diego değil Kuyt olmalıydı. Çünkü uçan Hollandalı sezona daha başlamadı. Gökhan Gönül’ün düşürülüşü sonrası çizgi hakemi destekli çalınan penaltı pozisyonu ilginçti. Bence bu pozisyon Gönül’ün profesyonellik eseriydi ! O dakikaların olumlu tarafı, sahanın en iyisi Emre’nin geceyi kurtarmasıydı.

B planı, oyuncu değişimden öteye gidemeyen, Aykut Kocaman şablonundan vazgeçmeyen İsmail Kartal’ın takımı geceyi galibiyetle kapadı, ama kafalardaki soru işaretleri ortadan kalkmadı. Kartal bizce Emenike-Sow ısrarından vazgeçmeli. Çünkü gol krizi giderek büyüyor. Artık bütün rakiplerin ezberlediği kanat akınları dışında kaleye dikey gidilebilen bir sistem geliştirmeli. Kısacası İsmail Kartal çevrenin, geçmişin, baskının esiri olmamalı, bilgisine ve deneyimine kulak vermeli.

YORUM YAZ