MENÜ

Zorunda olan kazandı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Futbolda kazanmanın yollarından biri ‘rakibi oyuna getirmek’se (kontratak) diğeri de ‘oyun kurmak’tır. Ülkede çoğu takım ilk yolu benimsemiştir. Dün akşam çoğunlukla ‘ikinci yolun yolcusu’ iki takım karşı karşıyaydı ve tam da bu nedenle ilk devre bir tür ‘top kapma’ yarışına döndü. Çünkü topu almadan oyun kurulamazdı ve top rakipte ne kadar az kalırsa işler o kadar yolunda gidecekti. Pozisyonu az ama mücadele ve temposu yüksek bir maç izlememizin nedeni de buydu. Devrenin ortalarından sonra Başakşehir biraz daha önde göründüyse bunda ezberlediği ‘pas oyunu’nun etkisi büyüktü. Belli ki ilk devre iki hocayı da etkilemişti. İki takım da ‘kontrol oyunu’na dönmüştü ki, baştan beri sahanın en görüneni Mariano, kendi ürettiği pozisyonda topun çağrısına uydu ve kimsenin yapmaya gönüllü olmadığı golü muazzam bir vuruşla hepimize izletti. Sonuçta kazanmak zorunda olan kazandı, kaybetmemeye gelen ise kaybetti.

Gecenin sorusu

Emre Belözoğlu ile Arda Turan, aynı anda toplumun her kesiminin sinir uçlarına dokunacak kadar dayanılmaz saha içi gösteriler yapma gücünü nereden ve kimden alıyorlar acaba? Bence böyle birisi/birileri yok ama sanırım oyunu yönetenler var sanıyor!..

Maçın starı

Sadece attığı gol vesilesiyle değil takımını maç boyu daha işler hale getiren Mariano, Denayer ile Serdar Aziz de ligin en tehlikeli takımlarından birini durdurma konusunda takımlarını iyilerindendi.

Maçın olayı

Fatih Terim saha içine direktif verirken tercüman Mert Çetin - ki kendisi fevkalade bir futbol karakteridirpür dikkat izliyordu. Böyle bir şeyi Avrupa’daki herhangi bir maçta görmedim! Acaba AB yolu söylendiğinden daha mı uzun?

Kısa mesaj

Evinde işleri rahatlıkla yoluna koyan Galatasaray bir engeli daha aştı. Sorunları malum; deplasman! Onu da bir biçimde çözmeleri gerekiyor. Ama nasıl?

YORUM YAZ