MENÜ

Tekrar edilemez işlerin adamı!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Her tür acayipliğin ambalaj kağıdına dönüştürülen 'Beşiktaşlı duruşu' kavramı uzun süredir her duyduğumda tüylerimi diken diken eder. İçi boşaltıldıktan sonra olur olmaz kişilerin olur olmaz işlerinin maskesi olarak kullandığı bu kavrama anlamını verenlerden birini daha uğurladık dün Dolmabahçe'den.

Malum, futbolcunun değil yöneticinin gerçek aktör olduğu 'piyasa futbolu' bizim ülkemizdeki. O nedenle her hareketini nefesimizi tutarak izlediğimiz futbolcular yerine başkan ya da yöneticileri dinliyoruz. Onlar da gazeteci ya da taraftarları fırçalamaktan fırsat bulurlarsa bir iki kelam ediyorlar sevdiğimiz oyun hakkında!.

İşte dün uğurladığımız Süleyman Seba ağırbaşlılığın, mütevazılığın, işbirliliğin, tekrar edilemez işlerin adamı olduğu kadar 'aradan çekilme'nin de ustasıydı!.. Onun/onların yaşadığı yıllarda bizler gazetelerden ya da tek kanal televizyondan daha çok futbolcuları daha az teknik direktörleri ve neredeyse hiç oranında yöneticileri okur, dinlerdik! Onların işi takımla bizimki futbolla ilgiliydi çünkü. Yani olması gereken, olması gerektiği yerdeydi.

Devran döndü... Para, gösteriş ve bunlara bağlı rüküşlük aldı başını gitti.

Bir gün önce Kavacık Dörtyol'dan yine öğle namazına müteakip arkadaşımız Ercan Yavuz'un anneciği Fatma teyzeyi omuzlayıp Rüzgarlı Bahçe'deki mezarlığa defnettik. Allah rahmet eylesin. Biz mezarlıktan ayrılırken saat 14.00 sularıydı.

Bir gün sonra aynı saatlerde Dolmabahçe Camii çevresinde binlerce insan o sıcağın altında Seba'yı uğurlamak için bekleşiyorduk. Çünkü cenaze namazı bir türlü başlayamıyordu. Öğlen namazı bitiminden yaklaşık 50 dakika sonra başlayabildi namaz. Manzara ülkeye özgüydü. Seba'nın naaşı başında bekleyen erkan her üç dakikada bir değişti. Fotoğraf karesi ya da bir görüntüye girebilmek için tuhaf bir yarış, tuhaf bir itiş kakış vardı ön safta!. Sonunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül teşrif ettiler saat 14.00'e dakikalar kala. Uzun tokalaşma kuyruğunu aşıp tabutun başındaki yerini aldığında arkalara düşen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Deniz Baykal sıyrılıp aradan bir kez daha öne geçtiler. İmam, ön sıradaki devlet erkanının gözetilmesini istediğinde hatırı sayılır bir tepki aldı kalabalıktan. Yine namazı kıldıran müftünün "alkışlamayın" uyarısına aldırış etmedi ciddi bir kalabalık. "Hellalik" istendiğinde herkes en derinin bağırdı; "Helal olsun" diye. Dünya iyi bir insanı daha kaybetti. Ama biliyoruz ki bir yerlerde ileride iyi insan olacak ve dünyayı daha yaşanır kılacak yüzlerce çocuk doğdu.

YORUM YAZ