MENÜ

Sneijder böyle istedi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Futboldan taraftarı çıkardığınızda geriye izlenmeye değer çok az şey kalıyor... Yöneticiler eliyle izlenmez hale getirilen bu güzel oyun ile aramızdaki ilişki de gitgide anneannem Binnaz Hanım’ın dediği şeye dönüşüyor; “22 kişi koşuyor, siz de boş boş bakıyorsunuz!” Durumu şöyle karikatürize edebiliriz; “Taraftar yoksa futbola gerek yok! En iyisi aramızda maç yapmak!” Yine de ne iyi ki, çoğumuzun bu oyuna duyduğu sevda dipdiri. Zaten hüznümüz, itirazımız, isyanımız da bu sebepten değil mi?

Webo&Aminu baskı yapmadı

Peki, “Dün akşam sahada neler oldu?” diye düşünürsek... Bu kadar para ve enerji harcayıp, umut dağıtmış bir takım olarak Galatasaray’ın ilk 20 dakika içindeki savunma kurgusu, hem de hızla ligin dibine yaklaşan Osmanlı karşısında, acınacak haldeydi. Sağdan Sabri, soldan Linnes’i her defasında ekarte ettiler. Ön oyuncuları Webo ile Aminu hata yapma payı yüksek Ahmet ile Semih’i bilinçle baskı altına alsa ya da ofsayta yakalanma problemlerine özen gösterseler oyunun senaryosunu daha bu bölümde değiştirebilirlerdi. Ancak konu futbol, hele de ‘bizim ülkedeki futbol’ olunca, neyin ne zaman değişeceği belli olmuyor! Osmanlı senaryoya el atamayınca sahadaki en özel iki oyuncudan biri olan Sneijder -diğeri Muslera- Galatasaray’ın ilk organize atağında, “O zaman böyle olsun” dedi ve golü yaptı.

Sinan’dan izlenesi gol

Golden sonra oyun iki kale arasında oynanmaya başlamıştı ki, o düzensizlikten Sinan’ın izlenesi golü çıktı. Oynanan alan uzadıkça da ‘takım savunması’ denen yük müdafaa oyuncuları ve kalecilerin üzerine kaldı! İki hücumla iki gol bulup skor avantajını eline alan Galatasaray ikinci devre savunma önüne kümelenip tempoyu ayarlamaya çalıştı. Ancak bu kadar güçsüz görünürken bunu başarmak hayli zor olacaktı, olmadı da!

İyi bir maç ama...

Baştan beri oyuna arzu koyduğu halde beceri ekleyemeyen Osmanlı ise yüklenip durdu fakat yetmedi. Çünkü futbol efor olduğu kadar ‘alan yaratma ve yaratılan alanları kullanma oyunu’dur da. Osmanlı’da eksik olan buydu. Topu belki doğru yerlere götürdüler ama oradakiler ‘doğru’ davranamadı. 75’e doğru onlar da güçten düştü ve Galatasaray’ın her çıkışında az adamla yakalandılar ancak skor değişmedi. Stadyuma gidenler de, televizyon başındakiler de ‘iyi bir maç’ izlediler kuşkusuz ama günümüzde kullanılan kavramları kullanmaya kalkarsak buna ‘güncellenmiş futbol’ demek epey zor olur!

YORUM YAZ