MENÜ

Plânlar tutmayınca...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Futbol düzen, sistem oyunudur kuşkusuz ancak bu kavramlar yaratılacak gol pozisyonları sayesinde gerçek anlamlarına ulaşırlar. Maçta gol olmasa bile bunun adına ‘izlenir futbol’ denir.

Dün akşam ilk yarı boyunca kendini savunan ve bulduğu haniyse tek pozisyonla penaltıyı yakalayan Osmanlı’yla karşı iki üç kırık dökük saldırı düzenleyen Fenerbahçe karşı karşıyaydı. Yani, ‘sistem’in hücumla ilgili bölümü için hayırlı konuşmak pek mümkün değildi.

Kaç maçtır orta sahadaki yaratıcılık sorununu Josef ve Ozan’ı farklı görevlendirmelerle öne sürerek çözmeye çalışan Advoocat’a karşı Reşit Akçay çoğunlukla yaptığı gibi Mehmet Güven ve Musa Çağıran’la ortayı sertleştirerek topu ele geçirmeye uğraştı. Planı da açıktı, o bölgede ele geçirilecek toplarla ‘hızlı hücum’. Ancak karşılıklı planlar tutmayınca geriye sürekli birbirinden top kapan ya da birbirini hataya zorlayan iki takım kaldı. Böylece oyun enine genişleyemedi ve ortaya toplanan oyunda ilk devre boyunca izlence açısından ne tad ne de tuz alınabildi.

Emenike kanadı yıprattı

İkinci yarı Fenerbahçe kenarları daha efektif kullanma hedefindeydi. Soldan Volkan, ilk kez son çizgiye sızarak Van Persie’ye golü yaptırırken devamında Emenike ters kanadı yıpratmaya başladı. Ancak bunlar süreklilik içeremediğinden ‘saman alevi’ hızında eridi gitti. Böylesi durumlarda bekler en önemli oyunculara dönüşüyor ama İsmail ve Şener ortalıkta yok!. Bu futbolcuların milli takım oyuncusu olduğunu düşündükçe ülkede futbolunun seviyesini anlamak daha da kolaylaşıyor.

60’lara doğru yorulmuş görüntüdeki Fenerbahçe oyuna akışkanlık kazandıramayınca geriledi ve Osmanlı ağır ağır ama özellikle 80’e doğru oyuna ağırlığını koydu. Özellikle Erdal ve Ndiaye ile. Ancak onlar da kendilerine katılan arkadaş bulamadıklarından hücumu zenginleştiremekte zorlandılar.

Kondisyon sorunu

Ülke futbolunun kondisyon sorunu dakika 60’ları geçtikçe hemen su yüzüne çıkıyor. Hele ki oyun kora kor giderse. Bu maçta da 70’e doğru özellikle Fenerbahçe’de gözle görülen ritm kaybı buna bağlanmalı. Hala ‘koşu mesafesi’ / ‘faydalı koşu’ tartışması yapılan ülkede buna şaşmamak gerek!. Birileri artık futbolda ‘faydasız koşu’ olmayacağına, koşu mesafesinin kondisyon ve dayanıklılık için olmazsa olmaz koşul olduğunu idrak etmeli. Çünkü futbol spordur ve sporların temeli atletizmdir. Beceri, yetenek de gerçek anlamını atletizmin içinde bulur.

YORUM YAZ