MENÜ

Passo geçmiş olsun!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İki takım arasındaki ‘tarihsel gerginlik’, oynanan oyun tatmin edici olmasa bile bu maçları her daim izlenir kılıyor. Oyuncular arasındaki çocuksu dalaşlar, tribünlerin büründüğü ruh hali, her an bir şey olacak havası işi büyülemeye yetiyor da artıyor.

İlk yarı boyunca Meireles/Emre/Topal/Kuyt dörtlüsü, Telles/Olcan hattına saldırarak maçı açık ara Fenerbahçe’nin elinde tutmasını sağladı. Güçlü, düzenli ve arayış halindeydiler. Tüm ilk yarı boyunca alanını savunmak zorunda kalan Galatasaray ise sadece tempoyu düşürmeye uğraşıyordu. Haklıydılar da... Sonuçta geçen yılın en uzun süreyle düzenli oynamayı başaran ve de değişmemiş takımıyla karşı karşıyalardı. Çekilip sabırla beklediler. Fenerbahçe’nin işleyen kanadı olan sağ taraftan onca işe rağmen sonuç alıcı iş çıkmadıkça da dirençleri arttı.

İkinci yarının başlarında parlar gibi oldularsa da 70’lere doğru yükselen Fenerbahçe vitesi, ceza sahasına kümelenip iyice ‘içlerine kapandılar.’

Görüldü ki, bu halleriyle ne Galatasaray doğru savunma yapıyor ne Fenerbahçe doğru hücum oynuyor. Alan yaratma, rakibi şaşırtma ve bunlara bağlı sonuç alma... Yok yok yok...

Galatasaray yenilenmiş takımıyla maçı penaltılara götürme planıyla oynadı. Başardı da... Fenerbahçe aradı taradı ancak Galatasaray adını bile aşamadı. İyi bir maç oldu ancak iyi ve doğru olmayan bir futbol izledik. Belli ki bu sezon bunlardan çok izleyeceğiz... Kuru gürültü, boşa kıyamet! Şimdiden herkese ‘passo geçmiş olsun!...’

YORUM YAZ