MENÜ

Mutlu son!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Çoğu şey hızla değişirken bazı durumlar şaşırtıcı biçimde ‘yerinde sayıyor.’ Stat kapısı önlerinde babalar, ağabeyler 10-12 yaşlarındaki çocuklarının, kardeşlerinin önünde ‘endüstriyel mağdur’lara dönüşüyor. Çocuklar biletsiz olduğu için -gerekçesiyleiçeri alınmıyor. Güvenlikçilere yalvaran büyükler ellerinden tuttukları küçüklerin yanında mahcup ifadeler takınırken, araya girip “Çocuklara stata giriş serbest ” diye bağıran benim gibi ‘eski dünyalılar’ın itirazları yükseldi kapı önlerinde. Ve birkaç halden anlayan genç polis memurunun durumu çocuklar lehine sonlandırmasıyla daldık içeri. Gözünü sevdiğimin İnönü’sü, sende her şey değilse de çoğu şey daha insaniydi. Ben bizim Hayati Kurt’un oğlu Ulaş’ın kapıda bunları yaşadığına hiç şahit olmadım. O bizim yanı başımızda, tribünde büyüyen ve halden anlayan ‘iyi bir Beşiktaşlı’ olarak dağ gibi delikanlı oldu.

Korakor orta saha

Dün Fanatik ’in ShellHelix ile birlikte organize ettiği etkinlik çerçevesinde ‘Maraton alt’ tribünde yanıbaşımda bu kez 12 yaşındaki Fatih Göktürk Dilek vardı... Yeni bir yapıda, eski ve o bildik duygular! Maç başladı... Tribünde sosyal medyaya hizmet eden binlerce amatör kamera henüz ‘stop’ etmemişti ki, Cenk karşı karşıyada topu Muslera’ya teslim etti. İlk devre iki takımın da orta sahayı almak için kalabalık tuttuğu bu bölgede geçti. Defansı üçlü oynadığı için kalabalıklaşan Galatasaray orta sahası Tolgay/Oğuzhan ile desteklenmiş Beşiktaş’a alan bırakmadı. Keza tersi de doğru. Beşiktaş, Cenk’e uzun atıp dönen topları kullanmaya çalıştıysa da başarılı olduğu söylenemez. Korakor top kapma mücadelesinden galip çıkan olması için ancak ‘bireysel/basit hata’ gerekiyordu ki, o da olmayınca önemli bir hadise cereyan etmedi.

Muslera’dan Beşiktaş’a

İkinci devre de ilki gibi başladı ama hayli önemli bir farkla! İlkinde dakika dolmamıştı ki Cenk topu Muslera ’ya teslim etmişti. İkincisinde ise tam tersi olunca gol oldu... Ardından oyun tamamen Beşiktaş’ın eline geçti ama onlar nasıl yaptılar bilmiyorum maçı bir tür ‘kaçan kaçana’ya dönüştürmeyi başardılar! Tam tribünde “Yallah cinler yallah! Kış kış cinler kış kış ”a başlamıştı ki seken bir topta Tosiç ‘cinleri kovdu.’ Maçın hikayesini gol belirleyecekti, onu da ev sahibi attı ve hikaye onun için ‘mutlu son’la bitti

YORUM YAZ