MENÜ

Kolay olan Lucescu'ya köpürmek

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Anlattığını anlamıyor gibi yapmak, hâlâ “Biz daha biliyoruz” diye caka satmak, duymak istediklerini televizyonda birilerinden duyup rahatlamak... Lucescu’ya kızıp, köpürmek en kolayı! Zoru, çalışmak. Çalışmadan üretilemeyeceğini akıldan çıkarmamak. Yapısal sorunlarla uğraşmak yerine pirenin deve yapıldığı yersiz tartışmalara gömülen memleketimiz, şimdi de onca yıl yollarını gözlediği Mircea Lucescu’yu koydu hedefe. “Doğru takımı sahaya sürüp doğru taktik verse Dünya Kupası’na giderdik”le başlayan atışlar, vasat futbol ülkesinin formda ilan edilen iki genç oyuncusunun -biri 24, diğeri 25 yaşında- iki hazırlık maçında neden oynatılmadığıyla sürüp gitti. “Futbolu unutmuş” diyeceklerdi de dilleri varmadı! Haftada bir halı sahada top koşturmak dışında antreman yapacak saha bulamayan gencinden tutun da, çocuğuna değil futbol oynayacak alan, park bulamayan babanın bile en hararetli “Yabancı futbolcu savunucusu” olduğu bir coğrafyada başka ne beklenir?

İtiraz ettin mi hoca!

U21 Milli Takımı sorumlusu Abdullah Ercan yıllardır TFF bünyesinde değişik seviye görevlerde. Belçika’ya yenilen takımımız için “Ligde oynayan sadece üç oyuncumuz, rakibimizde ise Premier Lig’de oynayanlar var” diyor. Kimse çıkıp, “Peki onca yıl yanında görev yaptığın Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim 14 yabancı kuralını getirirken bunu öngörüp itiraz ettin mi?” diye sormuyor. Maçı biz kazansak, böyle bir savunmaya ihtiyaç bile kalmayacak.

İşin peşine düşmemek...

Lucescu’ya kızıp, köpürmek en kolayı! Anlattığını anlamıyor gibi yapmak, hala “Biz daha biliyoruz” diye caka satmak, duymak istediklerini televizyonda birilerinden duyup rahatlamak, yepyeni stadyumun çimini koruyamamak, “Neden bu çimi korumuyorsunuz?” diye işin peşine düşmemek vs.. vs... Lucescu’ya kızıp, köpürmek işin en kolayı! Zoru, çalışmak. Çalışmadan üretilemeyeceğini akıldan çıkarmamak.

Yine dertleri vergi!

Devletten azar işitmeden parmağını kıpırdatmayanlar, sorunları zamana yayarak unutturmaya çalışanlar bir de ‘vergi’den şikayetçi. Neymiş, bu ‘eğlence sektörü’ymüş. Sorun bakalım sokakta sizlerin yönettiği futbolla eğlenen var mı? Onca yıldır koca bütçeleri heba eden, kulüpleri batıran, batırılmasına göz yumanlar şimdi de ‘vergi yükü hafiflesin’in peşinde. Acaba onca yılda kaç kez ‘vergi affı’na sığınıp, kaç kez ‘yapılandırma’ya gidilmiştir? Kulübünü doğru yönetirsin, o doğru yönetim artı değer üretir, o artı değer ile futbolda ihracatçı olursun ve dersin ki, “Daha da yükselmek ve küresel ekonominin kalıcı aktörü olmak için vergi teşviğine ihtiyacımız var”, herkes karşında önünü ilikler. Hepimizin ödediği, senin de çoğunlukla ödemekten imtina ettiğin vergiden ‘yük’ diye söz edersen, senin taşımak istemediğin o ‘yük’ü senin yerine kimse taşımak istemez.

Kaliteyi VAR mı artıracak?

Beri yandan sanılıyor ki, yöneticilerin iki yıldır sözünü edip durduğu ancak bir kez daha erteledikleri ‘Video Yardımcı Hakem’ (VAR) gelecek ve dertler bitecek! Dersiniz, düşük koşu kaliteli oyuncuyu VAR koşturacak... O attıracak pası burnunun dibine atamayan oyuncuya. Hele VAR bir gelsin, bak oyun nasıl hızlanacak! Sen o zaman göreceksin teknik adamların içinden bir türlü çıkamayan o ‘deha’ nasıl saçılacak ortaya!

YORUM YAZ