MENÜ

Emirates'te gollü beraberlik mümkün

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Haliyle de bu düzen, birincil olarak televizyon izlenirliğini önemser. Geniş alanda uzun koşular, sürate dayalı oyun, daha az defansif daha çok hücum görünümlü karaktere sahip bir futbol düzeni! Bu nedenle gerek Şampiyonlar Ligi gerek Dünya Kupası’nda kaçınılmaz sonları erken yaşarlar. Kalburüstü takımlarda çoğu hocanın Ada’dan olmaması bu düzene olabildiğince ‘gerçekçilik katma gayreti’ nedeniyledir. Ancak, çemberin dışına çıkmaya çalışan Jose Mourinho gibilere de burun kıvırırlar. Bu da Premier Lig’in en büyük paradoksudur!

Görünmez destek onlardan yana


Epeydir takım müdafaasını doğruya en yakın uygulayan Beşiktaş, Arsenal karşısında galibiyeti kaçıran taraftı şüphesiz. Unutmayalım ki Arsenal, Beşiktaş’ın yaptığını yapan takımlardan hep çok gol yemiştir. Ben Londra’daki maçın da üç aşağı beş yukarı bu düzen ve pozisyon eşitliği içinde geçeceğinidüşünüyorum. Beşiktaş, Emirates’te de en az 3-4 gol pozisyonu bulacaktır. Mesele topa çizgiyi geçirmektir. Ve esas büyük tehlike, ‘televizyon izlenirliği’dir. Beşiktaş-Arsenal maçı dünyanın birçok ülkesinde canlı yayınlandı ve izlendi. Tahmin edersiniz ki bu sayı Beşiktaş yüzünden değildi! Haliyle ‘futbolda eşitliği bozan’ gerçek tehlike tam da burası. Nasıl ki, bizim ligde ‘Üç büyükler kayrılıyor’ gibi bir algı varsa bu aynen ‘Şampiyonlar Ligi’ için de geçerlidir; dünyada daha çok izlenir olana ‘görünmez destek.’

Sakın şaşırmayın

Slaven Bilic’in ilk maçta hakemlerle o denli boğuşmasının nedeni de tam budur. Yo ksa Beşiktaş bu oynama düzenindeki Arsenal’i geçebilecek potansiyele sahiptir. Arsenal milyon milyon Euro’luk oyuncu varlığı, Beşiktaş ise takımıyla bir bütün olarak oynamaktadır. Sahaya doğru yayılan, alanları doğru kullanan, topa doğru hükmedecek planları yapan yani olanaklarına göre doğru oynayan Beşiktaş’tır. Bu oyunla galibiyetin yanısıra 1-1 ve 2- 2’nin de pekala mümkün olduğunu söyleyip; “Gemlik’e doğru denizi görürseniz sakın şaşırmayın!” diye bitirelim.

‘Arsenal çıksın’ demiştim

Kura çekilmeden önce “Arsenal çıksın” derken ‘yarı deli biri’ olarak anılmayı da göze alarak tüm bu parametreleri sıralıyordum. Gerçekçi değil gibi duruyordu ancak Olimpiyat’taki maç en azından ‘deli’ olmadığımı kanıtladı. Arsenal, ağırlıklı olarak orta saha karakterli oyunculardan kurulu olduğu için öne oynama reflfleksi hayli yüksek bir takım. Marifetli oyuncularının ayağında bol pasa dayalı bir düzenleri varsa da İngiltere’de oynanan ‘yumuşak başlı’ oyundan onlar da nasiplerini alırlar. Haliyle arkalarında her zaman derin boşluklar bırakırlar. İlk maçta hem defans hem orta saha hattında Beşiktaşlı oyuncuların rakiplerine diş geçirmelerinin temel nedeni budur. Ayrıca Demba Ba gibi ekstra bir faktörü de ekleyelim.

YORUM YAZ