MENÜ

Demek ki maç seçmiyorlar!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Monaco maçı öncesi Beşiktaşlı Tolgay Arslan futbolun neredeyse unutulan yanından söz ediyordu; “Harçlığını biriktirip maça gelenleri sevindirmeye mecburuz.” Tolgay böylece futbolu iş edinenlerin en önemli görevlerini de hatırlatıyordu ‘meslektaşlarına’! Dün akşam sahadaki futbolcular tribünde ya da televizyon karşısında kendilerini izleyenlere karşı sorumluluklarını yerine getirmek için samimi bir çaba içindeydi. Aralarından bazıları, diyelim ki Fabri, takım arkadaşlarına oranla ilk yarı boyunca daha önde göründü kuşkusuz. Bu da aynı zamanda Göztepeli oyuncuların en az onun kadar meselenin bilincinde olduklarının göstergesi sayılmalı, değil mi? Lakin futbol ‘an’lar oyunudur ve ele geçirdiği ‘an’ları değerlendirme yüzdesi yüksek oyuncular teknik adamların en büyük şansıdır.

Çaresizce izlemek

Misal, Beşiktaş’ın neredeyse ilk atağında gol yapan Talisca gibi... Bir diğer misal Babel.. İkinci devreye golle başlamak isteyen Göztepe’de mecburen öne çıkan Sabri’nin boşalttığı alanı kullanma becerisi üst seviyeydi... Futbolda da hayat gibi bazen bir eylemin sonunu görür, çaresizce izlemek zorunda kalırız. Babel’in topu taşıdığı alanda şut aramak için dantelaya başladığı an olacakların büyük oranda tahmin eden Göztepeli oyuncular gibi. Maç esasen Talisca/Cenk işbirliği ile puan olarak bitti... Ancak sorumluluk sahibi Göztepeli oyuncuların maçı bırakmaksızın arayışlarını sürdürüp golü de bulmaları, vasat skor oyununun baştacı edildiği yurdumuzda özel bir alan kaplıyor kanaatindeyim. Beşiktaş için “Ligde maç seçiyor” türünden bir tez geziyordu ortalıkta.

Önemli eksiklere rağmen

Kendi kendime, “Acaba puan başı alacakları parayı ya da kişisel sponsorluk türü ticari faaliyetleri önemsemiyorlar mı?” diye düşünürüm bu tezi her duyduğumda!. Üstün efor değilse bile düzen, kontrol, oyuncular arası bileşik beceri gösterdikleri bu maçı kazanamasalardı eminim aynı şeyleri duyacaktık çoğu kişiden. Ancak önemli eksiklerine rağmen ligin izlenesi takımlarından birini hem de deplasman da ‘güle oynaya’ geçmeyi bildilerse ‘maç seçme’ anlatısının da anlatıcılarca revize edilmesi gerekecek sanırım.

YORUM YAZ