MENÜ

Bu galibiyetin anlamı büyük

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Başakşehir’in bir puanla kapattığı haftada alınan 3 puan eminim sezonun sonunda büyük anlamlar içerecek. Ama diğer taraftan Beşiktaş geçen yılki baskın karakterinden uzaklaşmış görünüyor.

Geçen sezonun ardından bu yıla da iyi bir başlangıç yapan Beşiktaş özellikle Şampiyonlar Ligi serüveniyle ‘durağan’a dönen bir takım görünümündeydi. Son zamanlarda oyun değilse bile skor yönünden bir tatmin sorunu vardı. Gol umudu Vincent Aboubakar üzerinden yaratılan spekülasyonlar yönetimi ‘farklı arayışlar’a itince Antep maçı da özel bir anlama büründü. Bu duruma bir de ‘zor yenilen’ takımlar yarattığı düşünülen İbrahim Üzülmez faktörü eklenince maç daha da önemli hale geldi.

Gaziantep nihayete erdiremeyince

‘’Topu rakibe ver, bekle’’ düzeninde oynayan Antep ilk 20 dakika içinde daha baskın görünen Beşiktaş’a karşı biri çok ciddi üç kontra yakaladıysa da nihayete erdiremedi. Bu bölümde topu doğru kullanan Beşiktaş ise sadece bir kez, Cenk ile gole yaklaşabildi. Lakin ligimiz çok tuhaf! Bir oyuncu işin şeklini sürekli değiştirebiliyor. Çoğu maçta olduğu gibi dün sahada Beşiktaş adına yine ‘olgun güç’ Atiba vardı. Her topu topladığı gibi alıp götürdüğü bir pozisyonda çok tartışılan Aboubakar’a golü de yaptırdı.

Ancak ikinci devre işin rengi bir süreliğine değişti. Antep ilk devre rakibine bıraktığı topu ele aldı. Ve başta Nebil Gilas olmak üzere her hattıyla Beşiktaş’ı geri ittikçe itti. Bunun üzerine durumu fark eden Şenol Güneş elinde topu bilen ve oyunu okuma konusunda takımının en farklı karakterlerinden Gökhan İnler’i sahaya sürerek işi yeniden dengeye getirdi. O dakikadan sonra Aboubakar’la bir de penaltı buldular lakin Oğuzhan’ın ‘gol iştahı’ farkın ikiye çıkmasını engelledi. Bu noktada Quaresma ile Oğuzhan arasındaki ‘arzu’da Oğuzhan’ın kazanmış olması bir kenara not edilmeli!..

Tedirginlik tribüne yansıyor

Zora girmiş görünen Beşiktaş zorlansa da önemli bir üç puan aldı. Başakşehir’in bir puanla kapattığı haftada alınan üç puan eminim sezonun sonunda büyük anlamlar içerecek.
Beri yandan Beşiktaş geçen yılki ‘baskın takım’ karakterinden uzaklaşmış gibi duruyor. Bu da takımın oyununda tedirginliğe yol açıyor. Takımdaki bu tedirginlik ise ‘yeni tribün’e direkt yansıyor!.. Yıkılan İnönü’den kalma ‘demir leblebi’ taraftarlar dışında özellikle yüksek maliyetli tribünlerde konuşlanan skora endeksli seyirciler sessiz ve tedirginlik içinde izliyor maçı. Oysa daha ucuz olan üst tribünlerde yer alan taraflar her zaman olduğu gibi hançereyi yırtarcasına bağırıyor; ‘’Sevemez kimse seni/Benim sevdiğim kadar..’’ Sahi bu oyun kimin oyunu?..

YORUM YAZ